Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '18

 
Kategori
Güncel
 

Amerikayı Tanımanın Tam Sırası: ABD/Batı Neden Ülkemizde Gerçek Bir Halk iktidarı İstememektedir (6)

Amerikayı Tanımanın Tam Sırası: ABD/Batı Neden Ülkemizde Gerçek Bir Halk iktidarı İstememektedir (6)
 

Bir tuzağa düşmemek, O tuzağı kurandan daha deneyimli ve akıllı olmayı gerektirir.


Türk dostu İngiliz diplomat Amerika ve Avrupalı Devletlerin tuzaklarına karşı bizleri uyarır. Bu uyarıları ne yazık ki, bizler değil, Japonlar dikkate alır, birlikte başladığımız kalkınma hamlesinde başarılı olurlar.

Amerika ve Batı Avrupalı ülkeler her fırsatta dillerinden düşürmedikleri “Demokrasi, hukukun üstünlüğü, Özgürlük, vb.”  uygulamaları, sömürmek için hedef aldıkları ülkelerde asla istemezler. İstemezler, çünkü, halkı özgür ve iktidarda olduğu devletleri sömürmeleri mümkün değildir. O ülkelerde yasaları halk yapar, halk uygular ve iktidar gücünü halk kendi lehine kullanır. Bu anlayışla, nerede ise tüm sömürgelerde (sözde) Cumhuriyet, gerçeğinde ise dikta yönetimler, diktatörler vardır.

Bizleri uyaran İngiliz Diplomatın uyarıları aktarmadan önce, Türkler ve Japonlarla ilgili büyük benzerlikler taşıyan hikayemizi aktarıyoruz.

İspanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Rusya Ve Amerika tarafından (19. Asrın ortalarında) eş zamanlı olarak, Türklerin ve Japonların gelecekleri ile ilgili uzun vadeli iki plan hazırlanır.

Bu planlardan birincisi, ticaret yolu ile sömürmek; ikincisi, Halklarını Hristiyanlaştırarak, Batı kültür değerleri üzerinden dönüştürmek.

Bu plan kapsamında Amerikadan ülkemize özel görevle gönderilen Misyoner Hamlin,1863’de, (Bebek İlahiyat Okulu’nu) Robert Koleji’ni açmıştır. Türk araştırmacılara göre, Okul, Misyonerlik ve Ajan Yuvası’dır. (1)

Bu okulun açılmasında alınan iznin hikayesi, Japonların serbest ticarete zorlanması arasında çok büyük bir benzerlik vardır.

-O dönemde (Osmanlı Devleti’nde) Hristiyan Alemi (Ruslar, Fransızlar, İngilizler ve yerel uzantıları, Katolik Ermeniler vb) bir tarafta, Osmanlı’yı bilinçli olarak biri bitmeden diğerini soktukları savaşlarla maliyesini ekonomik yıkıma götürürken, bir taraftan da Müslüman Türklerin kültür değerlerini yozlaştırarak yıkmayı çabuklaştırmanın hesapları içindedir.

Ancak, ileride paylaşacakları Osmanlının Mirası’na yanlarına bir ortak daha istemeyen Fransız (Cizvitler) ve Ruslar bu (misyoner) okulunun (Bebek İlahiyat Okulu adıyla) açılıp, Robert Kolejine ve en sonunda da Boğaziçi Üniversitesi’ne dönüşen eğitim mekânının) açılmaması için büyük mücadeleler vermişler ve ellerinden geleni yapmışlardır. Rahip Hamlin, önceleri okula izin alabilmek için devreye sokmadık kişi bırakmaz. Ancak, bu durum bir anda değişir ve Girit isyanı ile sonun başına gelinir.

O sıralarda ABD’li Amiral Farragut Bâb-ı Âli’ye gelmiştir. Papaz Hamlin bu kez şansını bu Amiral üzerinden denemeye karar verir ve okul izni için Amiralden aracılık etmesini ister. Amiral Bâb-ı Âli’den Hamlin’in istediğine müspet cevap verilmesini aksi halde Akdeniz’e Yunanistan lehine zırhlı gemiler göndereceği tehdidinde bulunur. Etekleri tutuşan Osmanlı bürokrasisi “Farragut’un zırhlılarından birinin Akdeniz’e açılmasındansa iznin verilmesini daha uygun görürler. (2)

 Aynı dönemde Japonlar ve Amerikalılar arasında bakalım neler yaşanmaktadır:

1853 yılında Amerikalı amiral Matthew Perry, ABD adına ticarî imtiyazlar (kapitülasyonlar) almak üzere bir donanma ile Tokyo limanına yanaştı. Şogun, anlaşma imzalamaya hiç istekli olmasa da, sonunda Perry’nin Tokyo’daki Uraga kasabasını topa tutmakla tehdit etmesi nedeniyle masaya oturmak zorunda kaldı. Neticede Amerikalı amiralin istediği anlaşma imzalandı (1858). (3)

Tehdit elbette sadece ticaret ayrıcalıklarla ile sınırlı değildir.

 “…Japonya’ya Batı İlgisi Tokugowa Dönemi (1603-1867) Japonya’sında Hıristiyan misyonerleri ile temsil edilmişti. Bunun dışında, Japonya’nın Oshimya adasında, İspanya ve Portekiz tüccarlarından oluşan küçük bir grubun faaliyet yapmasına olanak tanınmıştı. Daha sonra bu gruba bilimsel çalışmaları ile öne çıkan Hollandalılar da dahil edilmiştir. Misyonerlik faaliyetleri Afrika’nın aksine tüm Asya’da olduğu gibi Japonya’da da başarısızlığa uğramıştır.

Japonya’da Meiji döneminde Hıristiyanlığın bir ulusal din olarak benimsenmesi söz konusu edilmiş, ancak sert muhalefet sonucu bu yöndeki tartışmalardan vazgeçilmiştir. Geleneksel kültür ve ahlak öğretilerinin üstünlüğü konusunda oybirliği yeniden sağlanmıştır. Japonya’nın direnişi ve Batı’da görülen sekülerleşme süreci, Batı’nın yeni kimliği, misyonerlik faaliyetlerini sona erdirmese bile epeyce zayıflatmış durumdaydı. (4)

Artık Batı varlığı, kendini ticaret ve sömürgecilik faaliyeti ile sınırlandırmak durumunda kalmıştır.

Bu noktada Japonların birkaç tespitini aktarmak yararlı olmalıdır.

-Japon yazarı Aizawa Seishisaii (1782-1863) ülkesine yönelik tipik Batı tutumunu şu şekilde tasvir etmektedir:

-“Barbarlar bir ülkeyi bozmak istiyorlarsa, ilk önce ticaret yapmak istediklerini söylüyorlar ve bu arada ülkenin düzenini öğrenip hem kar, hem de ‘casusluk’ ediyorlar. Eğer şartların elverişli ve değerlendirebileceklerini düşünürlerse ülkeye hemen asker çıkarıyorlar. Bunu başaramayacaklarını anlarlarsa dinlerine uygun ibadetle halkı kandırmaya ve kalplerine hitap etmeye başlıyorlar. Böylece kendilerine olan tepkiyi önlemek istiyorlar ” (5)

-“Hıristiyan misyoneri buraya öğrenmeye değil değiştirmeye geliyor” (6)

Yukarıdaki açıklamalardan Amerikalıların, 19. Asrın ortalarında dünya siyaset sahnesinde tehditle Misyoner Okulları ve serbest ticaret anlaşmaları üzerinden kendilerine yer açmaya çalıştığı görülmektedir.

Gerçeğinde Misyoner okulları çok maksatlıdır. Bu okullarda hem yerel halkın kültürü yozlaştırılmakta hem de amaca uygun yetiştirilen öğrenciler üzerinden ülke yönetimi ele geçirilmektedir.

 

Devam edecek

-Japonlar kalkınma hamlesi için çok uzun süre sınırlarını yabancılara kapatırlar.

- Japonlar, Osmanlı ile birlikte başladıkları kalkınma hamlesinde Sömürgeci Batı’nın tuzaklarından nasıl kurtuldular ve Japonların kalkınmasında halkın iktidarda olması neleri değiştirdi?

Resim:web ortamından alınmış, yazı tarafımızdan düzenlenmiştir.

(1)Daha fazlası ve kaynaklar için bakınız:

http://www.canmehmet.com/robert-kolej-dosyasi-fatihin-hisar-taslarindan-tersine-fetih-icin-yapilan-bir-okulunun-hikayesi-1.html

(2) Yararlanılan eser, “Robert Kolej Uğrunda Bir Ömür” İstanbul: Dergâh Yay., Kasım 2012, Daha fazlası için bakınız: http://www.canmehmet.com/robert-kolej-dosyasi-arsa-satan-adam-kiyamete-kadar-onlarin-can-sesini-dinlesin-6.html

(3) BATI TERÖRÜ, ROGER GARAUDY, Daha fazlası için bakınız: 1)    http://www.canmehmet.com/amerika-ve-ingiltere-osmanlinin-yeni-devlete-donusturulmesinin-neresindedir-8.html  2) http://www.canmehmet.com/yabancilar-hedef-ulkelerde-okul-ve-askeri-usleri-nasil-acabilmekte-ve-izin-alabilmektedir.html

(4) (Altuğ:1967, 18). (Alıntı: JAPON MODERNLEŞMESİ ÜZERİNE (1868-1912)

Hakkı Büyükbaş, Yrd. Doç. Dr., Erciyes Ü., Nevşehir İİBF, hbuyukbas@eunev.edu.tr

(5) Stenzel:1982, 217.  (alıntı: JAPON MODERNLEŞMESİ ÜZERİNE (1868-1912) Hakkı Büyükbaş, Yrd. Doç. Dr., Erciyes Ü., Nevşehir İİBF.  hbuyukbas@eunev.edu.tr

(6) Kakuzo: 2001, 22. (alıntı: JAPON MODERNLEŞMESİ ÜZERİNE (1868-1912) Hakkı Büyükbaş, Yrd. Doç. Dr., Erciyes Ü., Nevşehir İİBF.  hbuyukbas@eunev.edu.tr

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..