8738 yazı bulundu
Sıralama :
En başında anlaşalım. Ben biraz Edinburgh’dan bahsedeceğim ama siz okurken edinbra- edinbıra gibi okuyacaksınız. Bu şehrin ismi yazıldığı gibi okunuyormuş izlenimi veriyor ama öyle değil, edinburg derseniz oralarda kimse anlamaz. Bu gezinin,...
Sessiz ve berrak bir sabah.. otobüs vaktinden evvel geldi oldugumuz yere. İlk kez çok rahat bir şekilde uyuyarak yolculuk yaptım. belki de ilk kez uyuyarak geldim.. Yoksa uyumaya korkarım.. sanki şoför de benimle birlikte uyuyacakmış gibi gelir. ...
Küçükken hep eğlencelik bir şeydi bizim için sakız. Bir anaokulu çocuğunun harçlığının yettiği nadir şeylerden biri olduğun için belki. Evet, çok yaşlı değilim, ama ben küçükken şu sakızdan ve simitten daha ucuz olan şekerlemelerden yoktu. Herkes s...
Sokakta çoğunlukla bahçeli iki katlı evler vardı. Balkonlardan damlardan çiçek fışkırıyordu, insanlar küçük bahçelere sığdıramadıkları çiçekleri buldukları güneşli tüm boşyerlere, buldukları tüm boş kutulara kovalara ekmişlerdi. Eski demir kapının ...
Bir araya gelmeye çalışırken birbirlerini sonsuza dek kaybetme riskiyle yüz yüze gelen iki aşığın hikayesini anlatan (The Lake House) ‘Göl Evi’ni Ağustos 2006’da vizyona girmesine rağmen ben ancak Şubat 2007’de izleyebildim. Çok şey mi kaçırmışım –ha...
Bu gün sizlerle paylaşmak istediğim, henüz çok taze olan bir anı. Taze diyorum çünkü henüz daha bugün yaşadım. Daha öncede buna benzer şeyler görmüştüm ama bu kadar çok etkilenmemiştim.Sabah saat 09.00 gibi bir görev için 45 km uzaklıktaki bir ilçey...
Bir yaz akşamı...Kuruyemiş dükkânı olan bir arkadaşım ile dükkânında sohbet ediyoruz. O gelen müşteriye de bakıyor, kuruyemiş sigara ve çeşitli ürünler satılıyor.O dönemde beldemizde Sabancı Fabrikalarına gelen Japon mühendisler kalıyor. Biz sohbet ...
Buradaki askerlerle giderek birbirimize alışıyoruz. Gece değişim/devriye nöbetleri kaynaşma olanağı sağladı. Bizden önceki kısa dönem çavuşların laçka tutumu sebebiyle başta biraz sıkıntı çektik. Bize emredilenle, askerlerin alıştığı arasında dağlar...
O gün çok işimiz vardı. Sabah erken saatte evden çıkmış, ha babam de babam koşuşturup duruyorduk. Bir de İstanbul’u henüz tam bilemediğimizden gideceğimiz yere ulaşmakta bir hayli zorluk çekiyorduk. Tabi zamanı da iyi kullanmak için çaba sarf ederke...
Yıl 1975 falan olmalı. Ankara'nın kenar semtlerinden Köstence'de tren istasyonunun yanındaki bir ilkokulda öğrenim görmekteyiz ki abartısız sınıfın en az umut vadeden öğrencilerinden biriyim. Çünkü okulu sevmiyorum. Basit ve gereksiz buluyorum. Kısac...