1024 yazı bulundu
Sıralama :
BURDUR’DA SENDİKACILIK YILLARIMIZ Karayazı’lı yıllar 1966 yılında askerlik nedeniyle sona erdi. Sonraki iki yıl askerlikti. Askerlik dört ayı eğitim 20 ayı er öğretmenlikti. Nihayet 1968’de kendi ilimize (Burdur’a) geldik. 12 Mart 1970’d...
Çocukların boyları kısa, üstleri “yoka”ydı*. Ayaklarında, analarının ördüğü beyaz yün çorabı örten, Cızlavet ya da Derb marka Soğuk Kuyu kara lastikler vardı. Karlar daha çok yağıyor, kışlar uzun mu uzun sürüyordu. Hava öyle soğuk oluyordu ki...
Şair, yazar Mustafa Şerif Onaran’ı daha önce sanat, kültür dergilerinde yazdığı şiir ve yazılarıyla tanıyordum. Birkaç kez de Talat Sait Halmanla TRT 'de yaptığı sanat ve edebiyat konulu konuşmalarından dolayı tanıma ve görmek fırsatını bulmuş...
Sabahın erken saatleriydi, Ağustos'un ortaları olmalıydı. Büyük bir sandalda beş kişiydik. Dördümüz terazi denilen kırlangıç yakalamakta kullanılan oltalarımıza yaprak istavrit yemleri takmış, suya bırakmıştık. İkili bir olta düzeneği idi terazi. ...
Genel Cerrahi uzmanlığını tamamlamış ve atanmam Erzincan Asker Hastanesi’ne yapılmıştı. Doğuya ilk gelişimizdi. Doğrusunu isterseniz, eşim ve iki küçük kızımla bizleri nelerin beklediğini bilmeden ve biraz da ikircikli geliyorduk bu kente. Orada d...
Kıvrılarak rampa yukarı uzanan yolu ve son evleri de geçtikten sonra, Bandırma’yı arkanızda bıraktığınızda deniz artık sağ tarafınızda kıyılarda köpürerek sizi takip eder. Rampayı aşıp aşağıya sallandığınızda Kapıdağı’nın başı her zaman bulutl...
Küçük kasabalarda kurulan pazarlar özellikle yakın çevrenin insan çeşitliliğini bir araya getiren özellikleri ile, buraların sosyal yaşamına ayrı bir renk ve hava katarlar. Çocukluğumun ilk yıllarının, sonraki yıllarda da tatil günlerimin geçtiği ...
Denize açılan o sokakta iki sıralı dizilmiş kiminin önünde küçük bahçeleri olan orta halli evler, Temmuz güneşinin ışıklarını perdeleyerek yapraklarının gölgelerini bir yalnızlık gibi üzerlerine düşüren kaldırımın kenarlarına sıralanmış çınar ...
Gardırobu açtım, orada yoktular. Oysa her zaman yıkanıp ütülenmiş askılarında, orada gömleklerin sonunda asılı olurlardı. Beyaz uzun gömleklerim. Sol üst ceplerinde kırmızı iplikle ismim yazılı... Pazartesi olurdu, sabahın erken saatleri olurdu...
Bir yaşamın insanın gözbebeklerine kadar gerileyip, orada kısılıp kaldığını gördünüz mü hiç? Hiç bir insanın bileklerinde nabzın durdu duracak attığına, soluğunun kesilir gibi olduğuna tanık oldunuz mu? Ya yüzünde ve dudaklarındaki renklerin b...