Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '08

 
Kategori
Futbol
 

Mucize gece

Mucize gece
 

Açık söyleyeyim maç öncesi gönlümüzün takımı Türkiye olsa da favori takım Çek’lerdi. Üstelik Çek’lerin de o kadar da süslü bir futbol oynadıkları yoktu ve usta hocaları Brückner ile bir devrin sonuna gelmişlerdi. İşin kötü yanı bizim bir sistemimiz olmadığını turnuva boyunca gördükçe karşımızdaki her rakip de favori olarak çıkıyordu sahaya.

Kalecilerin kariyerlerine yakışmayacak hatalarıyla damga vurduğu bu futbol gecesinde bir futbol mucizesi ile kazanabildik maçı. Futbol adına ne kadar doğru şey yaptık bunu tartışabiliriz ama Türkler de böyleydi işte. Öldü denilen yerde yeniden doğuyor. Tıpkı 2002’deki gibi…

Kupa boyunca Terim’in inatçı tercihleriyle ve deneme tahtasına çevirdiği 11’lerle tüm maçlara kötü başladığımız gibi bu maça da kötü başlamıştık ve arzuladığımız oyuncular yine yerlerinde yer almamıştı. Biz Terim’e alışmıştık artık ama gördük ki o hala kimseye alışamamış. Zafer sonrası verdiği demeçte dönüşte herkese hesap soracağını haykırıyordu sevinçle...

Dedik ya bir futbol mucizesi oldu diye, 70 milyon’un beğenmediği Turkuaz formadan tekrar kırmızı beyaz ayyıldızlı özümüze dönüşümüz gerçekleştirmiş olmasın sakın bu mucizeyi… Nihayet kırmızı beyaz la sahadaydık.

Fakat futbolun tüm ilahları bir yana, dün akşam sahada bu maçı kaybetmemek için çırpınan ve bir mucize yaratmaya çalışan ve bunu da başarabilen, arkadaşlarını oynattığı gibi sahada da basmadık yer bırakmayan bir isim vardı. Arda Turan. Zaten annesi de reklamda “Arda’cım takımın beyni” dememişmiydi. Mükemmel futboluyla mucize’nin baş kahramanı oldu. Sol taraftan defalarca içeri girdi, çalımlarla rakibin sinirini bozduğu gibi arkadaşlarına da dinamizm kattı. Yetmedi sağ taraftan da bir iki kez geldi. Açık söylemek gerekirse Turnuvada göze çarpan birkaç isimden biri oldu Arda. Tebrikler.

Arda’ya eşlik eden diğer isim, Hocasına nispet yaparcasına sağ taraftan öne her çıkışta şov yaparcasına golleri hazırlayan Hamit oldu. Bayern onu ön tarafta kullanıyor ama Terim ille de bek olacaksın diyor ona. Tüm gollerde de imzası vardı. Bu saatten sonra Terim’in Hırvat maçında onu yine sağ beke koyacağını sanmıyorum.

Bir parantez de Tuncay ve Nihat’a açalım. Özellikle de Tuncay’a bitmeyen enerjisi nedeniyle. İkinci yarı yapılabilecek ne varsa yaptı. Hatta kaleye bile geçti. Gerçi kaleye geçtiğinde, Volkan’ın forması içinde çok küçük kalmıştı ama şükür top gelmeden bitirmiştik.

Kaptan Nihat ise maçın son dakikalarında sahneye çıkarak Türk boğası olduğunu gösterdi herkese. İkinci goldeki takipçiliği, üçüncü goldeki soğukkanlı ve klas vuruşu ile maçı bize getirdi. Bir ara maçın sonlarında Fatih Terim’in gazabıyla şaşkına dönmüş Kazım’a uyarısını yaparken “sakin ol bu maçı alacağız” der gibiydi.

Bu maçın dönmesindeki en büyük etken mucizeydi ama bu çocukların mücadele vekazanma hırsları rakibi mental olarak bitirdi. Dalga dalga gelen ataklarımıza cevap veremeyen Çekler, dünyanın en iyi kalecisi olarak gösterilen Cech’in topu elinden kaçırmasıyla hepten yıkılmış oldular ve o şoku hiç atamadılar. Biz ise zincirlerimizden boşalmıştık bir kere.

Dün gecenin ceza tahtasına ise berbat bir yönetim gösteren hakem ile Volkan girdi. Bunca tecrübesine rağmen maçı çevirdiğimiz bir ortamda rakibini itip kırmızı gören Volkan bir faciaya sebep verebilirdi. Bu Volkan bir gün başımıza bir iş açacak.

Son söz de Terim’e,

Hırvat maçında sakat ve cezalılardan arta kalanlarla inadını kırıp makul bir 11 çıkartabilirse mucizeye gerek kalmayacaktır. Turnuvanın en öne çıkan ismi olan Arda’yı Portekiz maçında oynatmadığını, Hamit’i ısrarla sağ bek yapma sevdasını, Semih’i kulübeye mahkum eden anlayışı hatırlamak bile istemiyoruz.

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

15.06.2008

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..