Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '07

 
Kategori
Mizah
 

Muhlis Bey - En Kahraman Rıdvan

Muhlis Bey - En Kahraman Rıdvan
 

Ben orta 3'teydim o sıralarda. Daha önce de ara sıra alırdık ama içindeki küfürlü konuşma balonları yüzünden annem pek de razı olmazdı Gırgır'ın eve girmesine. Orta 3'te yatılı okumaya başlayıp da İzmir-Bergama arasında gidip gelirken alır oldum Gırgır'ı düzenli olarak. Avni oldu, yine uzun zaman devam etti müptelalığım ama bir an geldi, eski tadı tuzu kalmadı diye koptum, Hıbır'a, Deli'ye yöneldim. (Hoş, onlar da çok uzun soluklu olamadı ya neyse).

Muhlis Bey, ah canım benim!.. Yakında kitabının çıkacağını duyunca çok heyecanlandım!.. Evde sahaflardan bulabildiğim kadarıyla duran eksik yırtık Gırgır'larda okuyordum son zamanlarda. Şimdi artık elimin altında, daha fazla hikâyesiyle durur, iyi olur. "Uy anamlal, köpök!.." diye haykırmasını unutmak ne mümkün?!? "Yeğliz Hanım" aşkını da saymalı tabii. Yavlum Mitat ve çırak Mirsat devam etmişti Mithat kendi ofisini kurunca. Muhlis Bey'in gazetesi Cırcıriyet tarih olmuştu, kapanan gazeteler arasındaki yerini almıştı, hey gidi hey!..

Tişört bastırmak istediğim bir karikatürü vardı Muhlis Bey'in. Bıçağı masaya dayamış, önünde kesilmiş bir karpuz, neşeyle türkü söylüyor: "Aman karpus kestim yiyeeeğğn yook!.." Mithat elinde bir karpuz dilimi, şaşkın bakıyor. Karpuz dikine değil de enlemesine kesildiği için, dışı yeşil içi kırmızı bir daire var elinde, ye yiyebilirsen!..

Türk çizgiromanının yüzakı diyebileceğim, deli bir hayal gücüyle çizilen En Kahraman Rıdvan'ı da unutmamak lazım!.. (Bülent Ağbi, nerdesin Allah aşkına?!? Hadi yap bir güzellik, bas şu Rıdvan'ın maceralarını)!.. Uzun saçlıyken bir anda kele dönen, maceraları İstanbul'dan uzaya kadar taşınan, "Kukkuriikkuuuuu!.." diye düşmanlarının kanını donduran (!) narasını atan, amblemi kemik bir kahraman!.. İki macerası aklımda, Robotlar Gezegeni ile jilet atan bir amcanın olduğu bir öyküsü. O amca da ne biçim jilet atardı ama!.. Ceplerini arar tarar, tam adam silahı ateşleyecekken yedek kutusunu bulur ve de jileti duvara saplayıverirdi, "O silahı atmazsan az yukarı nişanlıycam, ona göre!.." tehdidiyle!.. Adam bir bacağını son anda kaldırabilmiş, diğerinin parmak ucunda yükselebilmiş de, erkekler için pek bir önem arzeden yerlerini kurtarabilmiş!.. Robotlar Gezegeni'nde de bir karıştırıcı icat etmişlerdi. Karıştırıcı Bir Numara dışında tüm robotları etkilemişti, o nedenle "Bobinim sarıııı bağlar looo!.." diye türkü söylemeye başlamışlardı!.. (O türkünün orjinalini ilk Gırgır'da gördüğümden olsa gerek, bir türlü düzgün söyleyemedim!.. Annem ısrarla düzeltti ama nafile)!.. Sahi, bir de kadınların arasında geçen bir macerası vardı. Aaaah ah, şimdiki aklım olsa o Gırgır'ları, Fırt'ları, Avni'leri atar mıydım? Tabii kaç kez taşınınca yük oluyor insana, bir yerde bıkıp koyuveriyor çöpün yanına!.. Ama şimdi bana sorun pişmanlığımı!..

Latif Demirci - Behiç Pek muhteşem ikilisine ve Bülent Arabacıoğlu'na, onları yanına alan rahmetli Oğuz Aral'a ve bir zamanlar dünyanın 3. en çok satan mizah dergisini satan bütün Gırgır ekibine sonsuz teşekkürlerimle!.. Sizler sayesinde en güzel çocukluk ve ilk gençliklerden birini geçirdiğim için!..

 
Toplam blog
: 39
: 2139
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

Bankacılığı bırakıp kendini reel sektörün kollarına atmış bir adamım... Kitaro başta olmak üzere ..