Milliyet Blog yazarı olan annelerin ve tüm annelerin ''Anneler Gününü kutluyorum...''
Ben de değerli anneniz ve tüm annelerin bu özel gününü kutluyorum. Bu güzel yazı için de teşekkür ediyorum! Saygılarımla...
13 Mayıs 2012 22:52Bugün sen anne..
Anne ve baba... Çocuğun evi, dünyası, sevgilileri... O ilk sevda unutulmaz; çocuğun gönlündeki, hatırasındaki yerleri ömür boyu kaybolmaz. Hasretinizi nasıl içli anlatmışsınız bilseniz! Ben en çok böylesi günlerde hüzünlü olurum... Saygılarımla Erdal Bey!...
13 Mayıs 2012 13:28Her insanın tek annesi vardır. Anneler günü hediyesi de kendi çocuğu olmalıdır.
Yazınızı onaylayarak okudum okudum; hatta anne olmayanlara bile gönlü kalmasın diye hediye alındığını düşündüm, size hak verdim. Derken "gecelere birlikte akmalı"yı okuyunca, çocuklarımla bunu hiç yapmadığımı farkettim. Dışarıda yemek tamam da, "gecelere akmak" fikri yeni ve ilginç benim için. Du' bakalım yapabilir miyiz?... Yani isterler mi beni yanlarında?... Saygılar...
10 Mayıs 2012 11:02Bir muallimin hatıra defteri . 42 : Mektep idaresinden bir lira maaş..
Anılar... Diyor ya: "Hayatta sevinçli, kederli, hüzünlü, ümitsiz günlar var." Sevinçten ötesi hüzün O'nun için şimdilik... Ama içinin ferahlaması, okurken beni de rahatlatıyor. Teşekkürler Erdal Bey! Saygılar...
10 Mayıs 2012 10:10Evlilikte diyalog...
Merhaba Mesut Bey!... Aynı soruyu kadına da sormalılardı... Bakalım doğru mu genç adamın cevabı? Bazen çıt çıkmaması da sorun olmadığını göstermez ya, neyse... Saygılar...
09 Mayıs 2012 17:46Toplumcu şair Ahmet Telli.. Ve okuru bir deli..
Depresyonda olduğunuzu, O'nun sözleriyle mi söylediniz? Sizi karşılıklı güldüren bu olmalı... Çok beğendim yazınızı! "Sağ"olun. Selamlar...
09 Mayıs 2012 12:28Evlendim...
Mutluluklar dilerim! Sevgiyle...
08 Mayıs 2012 20:06Bozkırdaki çocuk; oyuncakçı…
Soruyu okuyunca düşündüm kaldım! Hiç! Hiç bir şey yapmıyorum! Dur bi' düşüneyim, bakalım ne yapabilirim? Evcilik de oynanmaz ki, bu saatten sonra... İçinizdeki yumurcağa sevgiyle... Saygılar.
04 Mayıs 2012 13:38Yine neler yaptın Octomom?
Octonom'u okuyunca, tv'de seneler önce gördüğüm 42 çocuklu vatandaş geldi. Onun da üç- beş karısı vardı. Octonom'un şartlarının adamdan çok daha uygun olduğu muhakkak. Çocuklarının isimlerini de biliyordur mutlaka. Şu bizim adamın kendini çok güçlü bir "erkek" hissetmesi gibi, Octonom da fena halde anne- kadın hissediyordur belki kimbilir!? Selamlar.
03 Mayıs 2012 19:29Asın inekleri...
Bu süt rezaletini okuyunca, ilkokulda okurken beslenme olarak dağıtılan poğaçalar geldi aklıma... İçinde ne yağı varsa, kokusundan tiksinip yiyemiyor, gizli köşelere atıyordum. Karnemde beslenme notum zayıf geldi. Demek öğretmenime göre, yiyeceğin lezzeti mükemmeldi. Burada da zavallı yavrucaklar, öğretmen korkusundan ineklerin gadrine uğramışlar!... Öğretmenler de ineklerden korktular demek ki! "İnek" bahanesi, "psikolojiktir, alerjiktir"den daha mantıklı olmuş Ayşegül Hanım. Saygılar, selamlar...
03 Mayıs 2012 14:18