Aralarında dağlar var. Dağ dediğin nedir ki! Ferhat zamanı değil ya mesafeler aşılmaz, dağlar geçilmez olsun. “Olsun” demekle olmuyor!... Bir kadın oturduğu bankta “bir ses”,” bir nef..
Bir İstanbul var. Benim İstanbul'um . Alır bağrına yalnızlığımı basar. Boğazın kıyısında hiç doğmamış bir balıkçı, hiç olmamış masama balık ve rakı koyar. Ben hep böyle sarhoş olurum. ..
Bulvar kavşağındaki; Sarı, kırmızı, yeşil lambalar yazgısıydı. İki siyah zeytin tanesi gözleri, bir ışığa bakıyordu, bir bana. Elinde birkaç mavi boncuklu anahtarlık, birkaç bilmem ne marka kağıt m..
Yanılmıyorsam siz şafak olmalısınız, her yanınızdan güneş tütüyor. Hem de nar rengi. Yok, hayır! Biraz kırmızıya çalıyor. Size aşk demeli. Sizin elleriniz güvercin, hem de..
Yaşantımızın içinde alışkanlıklarımız önemli bir yer tutar. Alışkanlık zorunlu olarak; fiziksel ve sosyal ihtiyaç ya da dayatmalarla kazanıldığı gibi, tercihlerimiz olarak da gelişebilir. F..
Meydanda yemlenen güvercin Vapura akşam güneşi Kordon’da şaraba kırmızı Narlıdere’de nâr olmak nâr Kanadında martının AItı üstü senli şehir düşünde
Beni bugün unut, zamanla hatırlayacaksın nasıl olsa. Bütün taşlar bir bir yerine oturduğunda, hedeflere ulaşılıp tükettiğinde amaçları, içinde dolaşan koca bir boşlukta olacağım. Hani şöyl..
- Ağlamalar ne sana yakışır artık ne bana- Anlam değişikliğine uğradık sözlüklerde. Kavram karmaşasında kaybettik kendimizi. Değeri- değersizlikle, varı-yokla, çoğu-azla eşleştirirken, haya..
Duyarlı Gençlerin Çokluğu Sevindirirci: Teşekkürler! Tolga, Özgür, Mustafa, Burak, Fırat, Mehmet Cem, Onur… Teşekkürler! Nilay, Nisan, Ebru , Fulya, Şebnem ve daha nice isimle..
Ben ki, yazmayı seven biri olarak birçok konuda, değişik konularda bir şeyler karalamışken, şu son zamana kadar bu konuda yazmayı aklıma hiç getirmemiştim. Taa ki çok sevdiğim yakınımın “Kan” ve “A..
Şiirlerim 1979 yılından bu yana yayınlanmakta. 50 ye yakın antolojide, 4 özel sayıda, edebiyat de..