Rakamla neden yazmadım bilmiyorum… 2004 yılı aslında benim için belki çok daha uzun olduğundandır, yaşadıklarımla değil elbet. Öncesinde yaşamadığım yılları da anlatıyordur ondan belki, en az 5 yıld..
Hep böyle şeyler anlatılır… Öce masallardan dinlenir, sonra kitaplardan okunur, sonra belki yaşanırda öğrenilir. Çok daha başka şeylerde vardır, dinden yola çıkıp söylerler bazen. Nedendir bilinmez..
Kelimelerin kaybolduğu bir yerdeyim bazen, anlaşabilmekse daha ötesinde bir yerlerde duruyor. Ellerine dokunabilmek belki o zaman kendimi tek anlatabilmelerim. Gerçek bu değil elbet, asıl gerçek şim..
Günlerim nasıl geçiyor diye düşünmeliyim belki arada sırada, ama aklıma nedense hep kötü şeyler geliyor önce. O kötü şeylerde belki takılıp kalıyorum sonra ve geçen günlerin asıl önemli olaylarını hi..
Sevdiğim şeylerin sonuncularından sayardım dondurmayı, sigarayı da öyle çayı da. Yinede hala içiyorum, sanki yapmam gereken şeylerden biriymiş gibi, nefes almak gibi. Nefes almasam olmaz tamam, am..
Geçen tüm yılların farkı olsun isterim diğerlerinden... Aslında fark demek belki de memnuniyetsizliktendir yaşadıklarımdan. Mutlu olmayı tarif ederim dersem işte yalan, hangi gün mutlu olduğum meçhul..
Eskiden dediğim zamanlar az öncesi mesela, bazense 10 yıl öncesi. Ne çok şey oldu aslında, hani şu dedikleri gibi olamadım hiç, ama ne önemi var hiçbirşeyin, ya da herşeyin. Bir ara bu akşamdı san..
1979 yılında teneke bir leğenin içine doğum yapmış annem evde... Yardımcısı olan şu meşhur ebe de..