Yaşadım, bazen eksik bazen fazla. Yalnız; doyamadım denize bakmalara. Bir köpeği sevmelere doyamadım. Güneşin batıp akşamın başladığı o dakikalarda, bir mucize bekler gibi heyecanla gök yüzüne bakm..
Hadi o zaman sen bana yaz, ben sana. Söylemeden bir kez daha, düşünelim sayfalarda. Bitmesin diye mi sanki, değil... Bu gün gitsek şu dünyadan kırgın kalmamak, azap duymamak için belki. Belki yalnı..
Ayrılıyoruz birazdan. Tekrar gelişlerin konuşmaları arasında, henüz tam netleşmemiş. Sokaklar, caddeler, çarşılar ve insanlar geçip de gidiyorum. İçimde garip bir iyi olma haliyle oturdum bir köşey..
Benim kadar yalan sözler duydun mu hayatım:) Benim kadar aldandın mı? Soruların cevaplarından çok kime sorduğumu düşünedur sen, benim kadar inandırıldın mı? Sesler söz olmaya kalpte başlar...
Gelmeden sesin kulağıma yazıyım hissettiğim heyecanı. Duyduğum en güzel şarkı olduğunu, seni görmeden söyliyim. Belki en doğru olan değil ama en hisli olan olduğunu da... Sesimdeki sessizli..
Satır aralarında sözüm sana; çekip çıkartabilene, dosta acı söyleyebilene, doğru söyleyip dokuz köyden kovulduğu halde tekrar söyleyebilene... Ben sade bir hayatın insanıydım. Neşeli olmasa..
Kardan adamlar eriyor dostum. Sanki yağmurlar ondan yağıyor. Sanki rüzgar yağmurları getitrmek için hızla esiyor bu tarafa. Sanki her rüzgar yağmur oluyor şu sıra. Kısa ve heyecanlı kar tat..
Bir an gelip niye diye düşünüyorsan, cevap bulamayıp keşke diyorsan yaşıyorsun kalp. Hayatın karmaşası; yalanlar, eksiklikler ve anlaşılamayanlar içinde nefes alıyorsun. Herkes aynı anda su..
Bu ne fırtına arkadaş, bu ne kaos... gide gide varılan yerde bu ne girdaptır. Sadeleşmez mi hayat zaman geçtikçe. Durulmaz mı sular hani o ''elbet bir gün'' denilen yerde. Doyamazken kalbin..
Alışkanlıkların bitip, hayatın başladığı; ucu bucağı belirsiz sınırda yaşayanlar... Unutulan ne varsa, hatırlatan beynimizin bize oynadığı yegane oyun bu işte. HAYAT... Edindiğin, b..
1981 Yılı İstanbul doğumluyum. Doğduğumda güldüğümü söylerdi annem. Yazmaya 1996 yılında başlamış..