Bir gece, günün ağarmasına bir dudak payı kala...Aralık kalan penceremden sızan ayazla bir olup, üzerime doğru esip ürpertti beni... Önce bedenimi ve ardından, bana ait olan her şeyi... S..
Blogumun 100. yazısını: "Aşka aşık olanlara" adıyorum... Küçüğüm; Anlaşılan sen bu oyunda yenisin daha ...Nereden mi anladım ?Daha yolun başında, tüm süreci zihninle kontrol edebilece..
Kadınlar daha çok yakınlık isterken, erkek daha çok özgürlük arayışında...Uzlaşmayan bu çelişkinin varlığıysa; ne beraber yani seninle, ne ayrı kısacası sensiz ve türevi ilişkilerin artışına da sebep ..
Ne zaman bir şarkıya başlasam...Bir kaç nota... ardı gelmiyor bu aralar aklıma... Bazen denize açılayım diyorum içimde çocuksu delice bir hevesle..."Haydi" diyorum kendime "Yelekenler ..
Büyüdüm...Boyum uzadı, gelişti çelimsiz bedenim...Gözlerim aynı da kalsa, değişti bakışlarım...Daha mı çok göz var artık üzerimde ne? Düştüğümde acıyan dizlerimdi oysa bu güne kadar s..
İnsan yüreği ne denli, geniş nedenli büyük demişti Sevgili Sema Çürük, ona blogunda ki “Nelere dayanır bu yürek” başlıklı yazyısı için bir defa da buradan teşekkür etmek istiyorum.http://blog.mi..
Gördüğün, görebildiğinden ibarettir..Gördüğümüz görebilmemize izin verilendir.... Giydiğim sadece bir elbisedir,Tendeki koku Ben'de ki bedendendir. Beden dediğin, kan ve etten ibaret..
Kağıttan yapılma küçük bir kayıktı...Naif ve bir o kadar da kırılgan,İlk rüzgarda kıyıdayken daha alabora olan... Diğeri saltanat kayıklarına benzerdi...Gösterişili ama fazlaca işlevi..
Kartalın keskinliğini kaybeder, kalınlaşırdı penceleri Yaşlandığında, körelirdi o haşin, o parçalayıcı gagası...Bu pençelerle artık beslenemezdi, değişmezse ölürdü... Fakat gagasının bu haliyl..
Başka bir yerde ve mutlaka başka bir zamanda...Mesela, dar bir sokakta bir bahar sabahında... Yağan sağnaktan kaçıpta, sığınmışken aynı tentenin altına...Fark etsen varlığımı...Fark et..
Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..