/bir kendime bakıyorum bir çerçevedeki resme orda tutuklu kaldığına seviniyorum bende hükmü kalmayan fasl-ı bahar geçmemiş yüzünde/ hadi, tuzlu suyunla sen yine..
durulmayan duraklarla akıp gider(n) zamanlar ne yapsan, dün bu güne dönmez taşkesmiş anıları zamana yazılanı kazı kazı kazı kazıyabilirsen fersiz bakışınla, durm..
gözümde çağlayan ahu-zarımı sakladım göstermedim kimseye bir ben bildim kalbimdeki firağı uzaktın, göçmendi yüzün bende yalanlar söyledin bu aşk üstüne güz dökü..
tövbelere durup durup yeniden döndüğünün geceye son batmışlığıyla sürünüyorken derinden çınlayan bir ağıttı artık içindeki kulaklarda duyulmayan eprimiş sevdada..
bilip bilmediğim, bütün sevinçlerden gökyüzüne merdiven deniz mavisi ellerin ne oldu, nasıl oldu bir kibrit alevi kadar anlık ateşte tanrının var edip, boyad..
farzet, ne sen vardın ne ben tutmadı ellerin ellerimi gözlerin değmedi gözlerime ve söylemedi dilin beni sevdiğini gökkuşağının renkleri sarmadı bizi deniz hiç ..
"Şemsi Belli Anısına" sizdiniz o sizdiniz hani, çokça beklediğim bunca zaman gelmediniz ahh neredeydiniz daha önceleri neredeydiniz bu mevsim / benim i..
gitmek için gelme bana bir daha vuslata dair ne varsa giy, kuşan bu defa demir alıyorken sen ayrılığa alabora edip içimdeki denizi akla ziyan çârelere..
beti benzi atmış dünyanın gündüzler düşü/yor ellerinden geceye “çimenlere basmayın” binbir atlı harâmiler, çiğniyor yeşili yerde toz duman, kara sisi bozuyor dokuyu kü..
gecenin içinde iki âşık pervâne girdikleri çıkmazdan sıyrılmak ümidiyle ateşin son dansında ışığa koşarlarken bilmiyorlardı henüz görünen külden ibâret değildi köz tat..