İş aramak başlı başına uzmanlık gerektirir. Özellikle daha yolun çok başlarında, ilk işini arayan birisi için ardı ardına hayal kırıklıkları getirebilir. Eskiden -internet yokken- iş dediğin, gazet..
Eskinde, biri '35 yaşındayım' diyince vay be yolun yarısı diyordum, artık genç değil o bir yetişkin, olgun, karakteri oturmuş, aklı başında falan filan. 33 yaşımda kendimde bunları görüyoru..
Memleketimde kadın olmanın ne olduğunu yaşamayan bilemez. Bir Avrupalı kendi kadın haklarından bahsedebilir, feministçe bir yaklaşımla, toplumda kadınlara yapılan ayrımcılıktan şikaye..
80'li yıllar, İstanbuldayız. Sadece açık adres yazarken değil günlük yaşamda da 'mahalle' diye içi dolu bir kavram var o zamanlar. Bahçede oynayan çocuklar, camdan cama sohbet eden ev hanımla..
Geçmiş zaman. Ilkokula bile başlamamışım belkide ya da 1.sınıfta falanım. Çok kar yağmış. Tertemiz kara ilk basan olmak için erkenden inmişim aşağıya. Hep pencerelerine gidip tıklattığı..
Sağlıklı bir birey 30 yaşına kadar kaç kere düşer ise onu 5 le çarpın benim düşüşlerimin sayısına ulaşırsınız. Çocukken dizlerim hep yara içindeydi, izleri hala durur. Net olarak ha..
-Naptınız oğlum anlatsana -Ya gittik işte evine -Harbi mi? Sırıttı. Elinde tepsi tost kuyruğunda bekliyordu arkadaşıyla. Kafasını çevirip yemekhanedeki masaları kolaçan ett..
Bir yer düşün ki, ne geri gidebildiğin ne de ileriyi görebildiğin, öyle bir yerdeyim şuan. Ne böyle devam edebiliyorum ne de geriye sarabiliyorum. Sana anlatsam anlamayacaksın. Senin için affetmek ..
-Karın güzel kadınmış. Duştan çıkan adam telaşla yataktaki kadının elinden cep telefonunu kaptı. -Telefonumu mu karıştırıyorsun?! -Kızma canım resimlere falan baktım..
Uyudun mu? - Hayır - Biraz konuşabilir miyiz? - Hayır - Lütfen... -... Neredeyse 2 haftadır böylelerdi. Gündüz çocukları için, birbirini seven anne-..