Saklı ve bulunamamış bir kitap gibiydi gözleri. Dünya kadar özgür, başına buyruk sanki rüzgarlar kadar savruluyordu durmadan. Herşey vardı yüzünde. Her anı yaşamış olmanın verdiği o umursamaz tavır. ..
İçimde boşluk var bugün. Büyük, anlamsız, zamansız, tuhaf, baklenmeyen...Yüzler bana neleri anlatıyor anlayamıyorum bugün.Keşmekeş yaşamamalıyım. Ben kendimi kendimde bulmalıyım.Nerde ..
Negatif enerji. Sanırım benim için tam olarak tanımı buydu. Bazı insanların bakışlarından bile anlaşılabiliyor bu. Ve ben insanların böyle olmasını anlayamıyorum. "Nedeni ne acaba?" diye merak etm..
İmleç yanıp sönüyor, sanki kalp atışlarımız gibi. Tık tık tık... Fonda Sezen Aksu "Kaybolan Yıllar" diyor. Diyor ve bana eski zamanlarımı hatırlatıyor. Kayboldu mu gerçekten yıllar ve kaybolan yıllar..
Hani inanırsınız ya güvenirsiniz içinizden geldiğince konarsınız onun dallarına, sonra o anın gelebileceği aklınıza gelmezken bir rüzgar esiverir düşersiniz daldan... Anlamadan, dinlenmeden, durulm..
Rakısını yudumladı yavaş yavaş. Sessiz bir akşam iniyordu İstanbula, bütün gözlerden uzakta. Yine sabah olacaktı elbet ama aynı sabah mı bilinmiyordu sadece anımsamak yetiyordu o anı... O da sessizdi..
Bugün karar verdim hatta bu sabah kendim için yaşamaya... Şöyle ayaklarımı uzatıp kendim için dinlenmeye. Hazır bugün de Pazar kafama eseni yapacağım.Düşündüm de ben başkaları olmuşum, başkaları ..
Şimdilerde bir kitap okuyorum. Adı " Huzurla Yaşama Sanatı" yazarı " Toksöz B. Karasu " kendisi bir psikiyatrist.Bu kitabın öncelikle adı çok ilgimi çekti. Bende uzun zamandır huzuru arıyordum ned..
İşte sığınağıma döndüm, odama... Burası benim kendimi bazı şeylerden soyutladığım, adını koyamadığım duygularımın paylaşılış yeri... Kaçış yeri de olabilir... Hatalardan, insanlardan, kendime koyd..
Gözleri anlamını yitirmemiş ama yorgun rüzgarların kıyısında bakıyordu sanki. Zaman onun için yaralayıp bütün bedenini geçip gidiyordu. Farklı olan ne vardı diyordu hayatta ama herşey farklılaşıyordu ..