Ağladım…Sesim suyun hiçsizliğine karıştı.Su oldu gözyaşlarım, Onunla bütünleşti…İlk defa oldu banyoda ağlayışım.Son defa mı olur bilmem.Hayat akışı su gibi aldırmaz mıdır gözya..
Alacakaranlığın içindeki mor kızıllığın düşleriydi zamanın avucunda kaybolan.Kifayetsiz kalan yalnızlığın soğuk kucağıydı.Huzur denizdi, gülümseme güneş.Gözlerin derinindeydi acı.Sakl..
Hep bir rüzgar eser ya uzakların sonsuzluğunda, işte öyle bir sonsuzluğun sonunda yalnız kalınmışlık duygusu... Sokakların kardeşliğiyle dolmuş evlerin sıcaklığı, her an bir sokaktan huzur çıkıp gel..
Çocukluğum da olmuş benim... Bayramlar gelince hatırlıyorum onu, ürkek bakışlı, çekingen çocukluğum... Şimdi karşıma oturmuş bana bakıyor, somurtgan şey ne olacak. Biraz da şımarık, başına buyruk,..
Büyük şehrin akşamı da büyük oluyor.Her dakika beni daha da hüzünlendiriyor...Bu akşam melankoliğim...Bu akşam İstanbul daha da yalnız.Büyüyüp boyvermekte içimizdeki çığlıklarımız...
Geçenlerde bir haber okudum ve şaşkınlıktan gözlerim faltaşı gibi açılmadı desem yalan olur. Yabancı bir memlekette bir kadın yaşadığı hiçbir “an” ı unutmuyormuş. Bütün yaşadıklarını hafızasında bir k..
Bir söz bekledi, yüzüne bakıp söyleyebileceği, haykırırcasına itiraf edebildiği tek bir söz... Ama çıkmadı. Beklemenin o eski yalanlardan biri olduğunu anladı ve bunu bir tokat gibi yüzünde hissetti..
Eklenmesi gerekli birkaç göz kaçışı şimdi tavırlarımıza. Artık süslü sözlerin ötesine geçebiliyor hayatlar. Hayatlar kendi faili meçhul kaybedişlerini hazırlıyor. Bugün güzel sözlü şarkılar armağan et..
Ne suçu var o insanların, ne günahı...Yaşamak suç mu, günah mı?Hain pusular dönüyor etraflarında.Nereden bilecek o küçük çocuk bunları.Masum yüzlü, sarı saçlı, hayatı tanımadan nam..
İşte geliyor yine sonbahar. Öyle hüzünlü ve öyle yalnızmış gibi ağaçlarda salınan yapraklar. Yapraklar son demlerini yaşıyorlar dallarında. Hayatlarının sonbaharında olanlar için ne önemi var ki mevsi..