Sevgili Ufuk KESİCİ'nin İslamcılar-Solcular yazısını keyifle okudum. Hatta bir kitabın ilk bölümünü bitirmiş gibi hissettim sonuna geldiğimde. Kendisi yorumuma karşılık beni kırmadı ve ben de bu yazıy..
Son zamanlarda kafamı en fazla kurcalayan konu şu, marka, takıntıları, moda merakı. Artık ilköğretim sıralarına kadar düşen ve herkesi içine çeken bir çukur gibi. Hoş şimdilerde ortaokul kızları ya..
Yeniden blog sayfamı açıp, silkinip kendime gelip (kalemi elime aldım demek isterdim) klavyenin başına geçtim. Çok uzun zaman olmuştu yazmayalı. Bir dönemimi gece gündüz bilgisayar başına geçirdiğim ..
Bu ismin anlamı şöyleymiş : Sagopa = Gizem, Kajmer= Gizemi bulan güzellik...Normalde rap dinleyen biri değilimdir. Elektronik müzik olsun rap olsun fazla hoşlaştığım müzik türleri değildir. Ancak..
Yine yeniden geçtim bilgisayarın başına... Aslında burda yine yeniden aldım kalemi elime demek isterdim ama eh teknoloji işte :) - Çook uzun zaman oldu birşeyler yazamadım. Yazılarımı denk gel..
Sevgililer gününe sayılı saatler kaldı. Artık günler falan değil yani. Şunun şurasında saatler sonra sevgililer gününe ait 24 saat içerisine gireceğiz.Sürekli anlam aradığım günlerden biridir sevg..
Aslında kategori olarak Sağlıklı Yaşam ı seçtim hastalıktan bahsetmek için ama bir özlem sanırım bu. Tahmini 12 yaşımdaydım astım hastası olduğumu öğrendiğimde. Aslında tam olarak öğrenmekte değil bu...
Tarihi tam olarak hatırlayamıyorum bir trafik hikayesidir anlatacağım. Bir hikaye aslında ama herzaman bir soru olarak kalıyor aklımda.Günlerden birgün saat akşam üzeri 6 civarı. Kağıthane'den çık..
Şaşkınlığına mı yansın delikanlı yoksa yalnızlık acısımı otursun içine bilmeden yaşıyormuş hayatını. Bir kızı kalmış ona hayatta. Kendini kızına adamış. Gününü gecesini her anını kızıyla geçirir olmuş..
Neşeli zamanlar geçiriyorlarmış tek göz odalarında .Bazen yorgun bazen üzgün, çoğu zaman mutlu dönerlermiş evlerine. Sorun tabiki olurmuş... Tuz bibermiş ya nasılsa evlilikte. Olmazmış tuzsuz bibersi..