Dünya ne kadar büyümüş ve aslında evrende bir noktacık. Ben ne kadar büyükmüşüm ki, yüreğim dünyalardan taşmış, aslında görünmeyen bir kum tanesi bile değilken. Ben, ben , ben derken aslında...Asl..
Öyle büyüktü ki boşluk, içine sığamadım bir türlü. Hem çok büyük hem de bu kadar dar gelmesi, aklımı karıştırdı iyice. Savrulacağım diye korkarken, bir taraftan da nefes alamamaktan korktuğum bir sıkı..
Tam 150.blogum olacak olacak bu yazım. O yüzden ‘’SÖZ’’ diyorum sadece. Verilen sözler, tutulamayan; anlamsız sözler; hiç bir yere sığmayan...Yerin dibine batıran insanı, cehennem ateşi gibi yakıp..
Feri kaçmış iki gözBirbirine sarılmış iki titrek dudaktan ibaret suratınYardım çağır, kurtarır bedeni elbet birileriKürdan kollar ağırlığında ezilirDokunsalar ağlarımAğrısı feryat<..
Doğdu kadın...Evlat oldu önce, sonra kardeş...Büyüdü, belki de küçücükken henüz hala-teyze oldu...Eş oldu sonra ve ana...İncecik elleri yıkadı, temizledi, pişirdi. Koştu upuzun bacakları, yetişti;..
Hazırlık aşamasında zaman çok önemli değildi benim için. O güzel insanların arasında olabilmek için mutlaka bir fırsat yaratırdım ne de olsa. Oysa ilerleyen zamanlarda ne yazık ki, ablamın çok önemli ..
Süzgeç deriz adına, bazen de elek olur farklı yapıda. Adı her ne olursa süzeriz bazı şeyleri ya da eleriz. Süzgeçin deliklerinden akanlar, işimize yarayanlardır ve üstte kalanlar da aslında o grupta..
Bir bahar günü, güller açarken; benim de hayatımda hiç solmayacak bir gül açtı. Sel gibi aniydi gelişi, su gibi değerliydi benim için.Başında ‘’duvak’’ varmış. Öyle söyledi doğumu yaptıran ebeler...
Son günlerde kaderimin bir tüneli oldu koridor. Uzun zamandır beklenen ani bitişlerin ya da hiç beklenmeyen yavaş sonların bekleme yeri...Sabahı zor olan uzun gecelerde sabahladığımız koridor... A..
Tam 21 yıl önceydi. Ben daha gencecik bir kızdım. Ablam da öyle... Ama o dünyanın en büyük heyecanını yaşıyordu daha 21 yaşındayken. Bir Pazar günüydü ve o gün anneler günüydü. Boncuk boncuk bak..