Karısı, yaşlı adamı romatizmalarıyla, bunaklıklarıyla, uykusuzluklarıyla bir başına bırakıp çekip gitmişti bu dünyadan. Aslında herkes, yaşlı adamın öleceğini sanıyordu. Bunca hastalığı varken, ö..
Sevgideğer eşime... Bendeniz, yürek!... Onların adi (L) düzenlerinin kurbanı!.. Yeri geldi kırıldım, parçalandım; yeri geldi soğudum, buz bağladım; yeri geldi cayır cayır yandım.. işkencelerden i..
“Yabancı”yı ilk kez yirmili yaşlarda okumuştum. Yaratısız bir başkaldırma duygusu uyanmıştı içimde. Sıradan bir genç insan tepkisi… Bilinçsiz duyguların kör bir karanlıktan ne farkı var ? Gençliğin re..
Yıl, 1999. Önce, Alsace’taki maden kömürü havzaları, ardından, potas madenleri kapanmak üzeredir. 2004’te hepsi kapanacaktır. Ama bu, maden kuyularının işletilmesine son verilmesi anlamına gelmiy..
Yemyeşil bir ovada, yumuşacık çimenlerin üzerinde yürüyordu. Sepetinin sapını sımsıkı kavramış, mantar topluyordu. Her yağmurdan sonra çayır, mantarla dolardı. “Bak bu ortası beyaz..
Yaşadığım yerde bir talandır gidiyor. Görüntü kirliliği yaratıyor diye gecekonduları yerle bir eden zihniyet, bilmem kaç katlı yapıları birbiri ardına dikerek denizin mavisini kapattığı gibi, gökyüz..
Büyümenin yavaşlamasından bu yana, yani 70’li yılların ortalarından beri, özellikle de taşeron şirketlerin büyük patronları, çıkar sağlamak için eski makineler iş görmeye devam ettikçe yeni makinel..
Bahar... Toprak ... insan ... güne sakin uyanıyoruz. Eyüp sırtlarında bir kır kahvesi... Piyer Loti. İstanbul, ayaklarımızın altında. Haliç’te tek tük adacıklar... O adacıklard..
“Yıl, 1999. Önce, Alsace’taki maden kömürü havzaları, ardından, potas madenleri kapanmak üzeredir. 2004’te hepsi kapanacaktır. Ama bu, maden kuyularının işletilmesine son verilmesi anlamına gelm..
Bu coğrafyada yalnız ormanlar, tarihi anıtlar, kültür merkezleri, hatta hastanelerin yoğun bakım üniteleri değil; aydınlar, yazar çizerler, şairler, düşünürler de KENDİ KENDİLERİNE yanarlar..