Saçları ağarmış ve çoluk çocuğa karışmış bir adamın sessiz isyanıdır eylül. Zıvanadan çıkmış ve meşrulaşmış soygun ve talanların çocuk boğazlarında ne ilk ne de son düğümlenmesidir eylül. Yumruğu sıkı..
Geldiğimiz yer, bir orman yangınının küllerine alıcı kuşların, cesetlerine leş kuşlarının konmasıdır. Geldiğimiz yer, bereketli Anadolu toprağının çatlağını çaresiz büyümüş gözlerle avuçlamakt..
Karanlık çökerken, içindeki sevinç dalgasının hüzne ve tahmin ettiğinden de kolay olan bir şekilde teslimiyete dönüştüğünün ayrımına varınca, huysuzlandı. Havanın beklenen ve umulandan da önce soğum..
Bir kaldırımdan diğerine koşarak geçen yalnızlığı, musalla taşına sahipsiz bir tabut gibi yatırdı. Ellerini can çekişirmişçesine yanlarına düşürüp başını arasına aldı. Tıkış tıkış otobüsleri ve..
Kafka, bana yolculukları anlatsana. Hangi kıtanın sıcağı hangi kıtada insanların erimesine yol açar, anlatır mısın bana. Yollarda aç çocuk iniltilerini duyunca bir şarkıcı, hangi el hayır için uzan..
Geri adım atan, içine ceset sıkıştırılmış bir bavul gibi göbek ve kalın bir ense kendisine biçen, ayakları birbirine dolananın etrafında dolanırken bil ki kapana kıstırılmaktadır Rabelais… Güve..
Kalabalık bir toplantı salonunda her kafadan bir ses çıkıyordu. Sesleri seçemiyor, sesler kafasında bir uğultuya dönüşüyordu. Seslenenleri duymuyor, “Konservatiflere kafa yorun” diyordu, “Neo-konse..
Yaşamı bir çeşmeden doldurup öteki arığa akıtmanın peşinde edimsel yığılmalar çırpındıran kargacık burgacık sıradanı tekdüze ısrarında barındıran kan banyosu, akan artık lağıma doğru… Başkasını..
İnsan en çok kendini aldatıyorsa, artık bir daha kim onu aldatabilir ki… İnsan en çok kendine kıyabiliyorsa, hangi bıçağın izi hangi kılıcın keskinliği artık onu yaralayabilir ki… Kaçıyorsa en çok k..
Batıdan yana taraflarım tel tel dökülüyor… Batı, içselleştirdiğim siyasi, ekonomik ve sosyal temellerime kibrit suyu döküyor şimdi, yine kendi elleriyle. Batılı dostum, kuru çulu bana layık görüyo..