Ocakta unutmuşum yemeği. Odanın içini dolduruyor yanık kokusu ve duman altı mutfak. Güzelim yemek, onca emek… Üstelik bir de dibi tutmuş tencere, pislik içinde ocak… Çok kızıyorum kendime, ..
Yüreğim aşka düştü. Bakma öyle… Aşk dediysem… Bahara uyanmayı bekleyen erik dallarında aklım. Günebakan tarlalarında… Göçmen kuşlarda… Papatyalarda… Ve, gür ormanlara hesapsız yağan yağmu..
Eski Mısır’la ilgili her şey ilgimi çekiyor. O gizemli, ölümle iç içe öğretilerin çağrısını duyar gibi oluyorum. Bunda Mısır’a gitmiş olmamın da etkisi vardır belki. ‘’City of Dead’’yani ‘’Ölüler Ş..
Tek kelime yok! İçimden bile konuşamıyorum. İliklerime kadar ‘’sus’’ um… Bu defa fazla uzadı ‘’sus’’ luğum. Anlatamıyorum! Şöyle uzansam ağaçların altına… Göğü göremesem, dallardan yaprakl..
Annem; Günün kutlu olsun. Seni hala çok özlüyorum. Artık, yaşadıklarımızın bir kabus olmadığını biliyorum. Hepsi gerçek. Sen gittin. Bir daha gelmeyeceksin. Kabullenmekten başka çarem yok.<..
Güzel gözlü çocuklar… Pembe kanatlarda umut… Umudumuz çocuklar… Ah çocuklar… Elinde mendil, kirli mi kirli yüzü, eli, ayağı; ağlamaklı, yalınayak, gözleri kömür karası… Kaderi baştan yazılı..
Aksi düştü yüzünün, boğulduğum denize. Koynunda sen ve ben, denizin… Gözlerin su yeşili… Derin… Ve gözlerin ıssız, kuytu… Pusuda bir avcı gibi… Usul usul… Dokunmadan öldür beni...
Ben bir kimyagerim. Bir bilim insanı. 4 yıllık yüklü bir müfredattan sonra diplomayla ve kimyagerlik payesiyle onurlandırılıp okulumun şefkatli kollarından özel sektörün acımasız dünyasına salındım..
Böyle bir soru sorduğuma göre, bu konuda bir iddiam olmalı. Doğru… Vardı. Yazma yeteneğim, ortaokul 1.sınıfta, kompozisyon dersinde keşfedildi. Türkçe öğretmenim, verdiği ödevi sınıfta okut..
Kelimeler boğazımda düğümleniyor bazen. Konuşamıyorum. O zaman, beni sustuklarımdan anlayabilsen keşke diyorum. Omuzuna yaslasam başımı. Saçlarımı okşasan yeter. Suskunluğumun ist..