Uyandım. Pansiyonun balkonundan denize göz attım, halen uyanmamış. Ne güzel uyuyor dedim içimden. Havluları, kitabımı, defterimi ve kalemimi aldım. Bir denizden daha güzel uyuyan eşimi odada bırakı..
AKM kapatıldıktan sonra devlet tiyatrolarına iki sene ara vermiştik eşimle. Sanki İstanbul’da başka tiyatro sahnesi yokmuş gibi içine girdiğimiz küskün bir ruh hali, İstanbul’daki iş güç koşuşturma..
Yoktan bir hayat var eder yazar. Kendini tanrı yerine koyar. Canlılar doğurur, yaşatır, öldürür bir kalemin ucunda. Kimi yazar kendisine seçme şansı tanınmadan hazır sunulmuş bir hayatı yaşamaktan s..
Dün gece ulusal kanallarımızın birinde "Eşkiya" vardı. Tartışılabilir, fakat bence yapılmış en iyi türk filmidir. Hatta filmin sonu daha gerçekçi bağlansaydı Oscar'ı zorlayabilirdi diye düşünürüm hep..
Sonbaharın ilk yağmurları ile birlikte yaz güneşinin rehavetinde aylarca nadasa yatan “çatışma ruhu” yeşermeye başladı vatan toprağımızda. Meclis tatile çıkarken yaptıkları kapanış konuşmalarında mecl..
Kırmızı ışık... Şehirdeki tüm trafik ışıkları sanki ortak bir karar almış gibi kırmızı renkte bir erkek figürü yansıtıyorlardı. Kadınlar kırmızı ışıkta geçebilir anlamı çıkarılabilir miydi buradan? Dü..
“Müptezel” kelimesini bir cümle içinde kullanma gereksinimi duyduğum günlerden birindeyim yine. Her aldanış bir fırsat, daha önce söyleyemediklerimi söylemek için. “Yalnızlık” kelimesine bir zıt an..
Şu ana kadar hiç spor yazısı yazmadım. İyi bir spor izleyicisiyim aslında. Futboldan basketbola, masa tenisine, bilardoya ve eşimin “yeter artık” çığlıklarını sakin bir ifade ile karşılayıp çığlıkla..
“Devletin tiyatrosu olmaz” nidaları altında bir tiyatro gösterisi izliyoruz devlet eliyle. "Hem maaş alıp hem eleştiremezsin" buyuruluyor en yetkili ağızdan. Bir kere eleştiri hakkı bir vatandaşlık..
Rahmetli Erdal İnönü’nün meşhur lafıdır. Kulağa hoş gelen boş sözler ile egoları kolayca okşanan az okumuş çok kazanmış Türk insanının doğasını çok iyi bilen çok okumuş az kazanmış bir insanın kafa..