Çocukken, 40’lı yaşlardaki insanlardan bahsederken ne kadar da yaşlı olduklarını düşünürdüm. O kadar çok yaşamışlardı ki, sanki ne kadar yaşasam da hiçbir zaman onların yaşına gelemeyecektim. Gençli..
“Yazmak hep bir tutkuydu benim için!” denilir ya, bende hiçbir zaman tutku olmadı. Hoş, tutkuların sarıp sarmaladığı bir insan da olmadım sanırım bu güne kadar…Hatta yazdığımın bile farkında değildi..
Artık evimdeyim… Antalya’ya döndüğümde, bir dönüş yazısı yazmayı, daha 1 ay öncesinde tasarlamıştım aslında. İlk cümleme de “Nihayet!” diyerek başlayacağımı sanıyordum ama fena halde yanılmışım. E..
Yeni adresimizde hizmetinizde olacağız...Biz kim miyiz? *eylül * ve ben... Bir dakika! Yanlış bir anlaşılma olmasın; şizofrenik bir durum yok aslında. Yani tabii ki ikimiz aynı kişiyiz ama bir şekilde..
Beynimde iki farklı kişi vardır benim. Yoo ! Ben tabii ki şizofren değilim. Kendimi bildim bileli bu ikiliyi tanıyorum; duyuyorum. Birbiriyle sürekli kavga edip duran, bir türlü aynı fikirde buluşmay..
Orta yaşların sonlarına yaklaşmakta olan kadın, elindeki tığ işinden başını kaldırıp, yakın gözlüklerinin üzerinden nemli gözlerle balkona doğru baktı. Çok da büyük olmayan ama büyük bir çam ağacına y..
"Gidebilmeyi bilmek gerek" diye mırıldandı kendi kendine. Yüz göz olmadan, kavga kıyamet kopartmadan, fırtınalarda daha fazla kaybolmadan gidebilmek... Ruhunu daha fazla örselemeden, içindeki herşeye ..
Evettt! Nihayet, merakla beklenen, yaptığım sakarlıkları anlattığım yazımın devamı niteliğindeki “Sakarlık Tarihim- 2” ile karşınızdayım. Biraz geciktiğimin de farkındayım. Ancak siz de takdir edersin..
“Sevgili arkadaşım ...….. Bana kalbin gibi temiz bu sayfayı ayırdığın için sana teşekkür ederim. Hayatın sarp ve dikenli yollarında, hiçbir engele takılmadan ilerlemeni dilerim…” Bu üç cümleyi, kaç ..
Yaşam defterimin sayfalarını karıştırıyorum dalgın dalgın… 37 yılda “Kimler gelmiş, kimler geçmiş!” diye düşünmeden edemiyorum. Baş ucumda bulunan abajurun sıcak sarı ışığında dikkatle incelemeye başl..