Korkumdun oysa.. Hem korkumdun.. hem bağımlılığım... Kaç kere boğuldum sularında, kaç kere yeminler ederek seni kendime yasakladım. Kaç kere döndüm yolumdan sana gelirken <..
Bu gökyüzünden orada da var mı? Ya bu çakır yıldızlardan ? Samanyolunu görebiliyor musun? Sonra... Küçük ayı, büyük ayı? Geceleri bülbüller ötüyor ..
Bizim oğlan okul tatil oldugundan beri bilgisayar başında daha fazla mesai yapmaya başladı.. devlet memuru gibi.. sabah kalktıgı gibi bilgisayarını açıyor... (hem de hiç egilme..
Oturdugum semtte üç okul var... Hem de yanyana... Çalan zilleri de benim kapımın zili ile aynı, bazen kapı çalıyor sanıyorum, açmaya koşuyorum... O kadar yakınız yani... Ticaret lisesi, ve endüst..
"Nene geliyoor" diye bağırdı çocuklardan biri.. Hepsi çil yavrusu gibi dağıldı korkudan. Mahalledeki bahçelerin kuytuluklarına, ağaç arkalarına, duvar köşelerine, çöp bidonlarının arkalarına..
Yine Sonbahar... Yine Hüzün... Düşen her yaprakta Yüzüm.. Yağan her yağmurda Saklı gülüşüm...
Birkaç gün önce ''Ne olur çocuklar aglamasın''adlı bir blog yazısı yazmıştım..Çok deger verdiğim güzel insan..can dost'um sevgili Pirmete..yazıma yaptıgı yorumda, yazıma çok uyan bir şarkı bildiğini v..
Aslında unutmak istemiyorsunuzdur ama, yine de hatırlamaktan acı duyacagınız şeyler vardır.. Sevip kaybettiğiniz bir insana has özelliklerdir bunlar..Bir duruş.. Bir davranış.. Kullandıgı bir koku..
ne atom bombası,ne Londra konferansı...Bir elinde cımbız,Bir elinde ayna..Umurunda mı dünya? demiş, Orhan Veli Cımbızlı şiirinde.... dünyaya olan umursamaz tavrını anlatmı..
Şimdiki gibi aklımda.. Bahardan çıkıp da, eriklerin olgunlaştığı, Asmaların salkım salkım kara üzüm olduğu, Tarlalardaki tohumların boy boy ürün verip rüzgarda nazlı ..