Yaşım henüz on ikisinde yani ilkokul beşinci sınıftaydım beni istemeye gelmişlerdi. Sanki çok matahmış gibi - Gelecek yıl evleneceksin Zeynep dediler. Onlara yok mu diyecektim? Boynumu büküp sığın..
Onlar gittikten sonra babam da kahveye gitmek için ayaklanmıştı. Ben - Anne babam kaç yaşında? Annem - Ne yapacaksın, lüzumsuz soruları yine sıralama. Ben - Ya, bu damat olacak ağabe..
Nihayet okulum da bitmiş, yaşımın on-üçe girmesiyle sonsuza gidecek maceramda ruhumu acıtarak başlayacaktı. Pekiyi alarak okulumu geçmiştim öğretmenim karneyi elime uzatırken yüzüne bakmadan elinde..
Anlayamadığım bir iç güdüyle her ne varsa öğrenmek istiyordum. Babamı bahçe kapısında ne zaman görsem beni azarlar, aylak, aylak bakacağına gel bir yardım et! Mevsim, eskisi gibi me..
Evimizin ortasına yıldırım düşmüş gibiydi, aman Allah'ım bir gecede yaşımın üçe katlanmış şekliyle babamın yaşını sollayıp da geçmiş gibiydim. Babamın akıl yaşından gerçekten şüphe eder olmuş, ayak..
Kendi hikayemi rüşdünü ispat etmiş, ayakları yere sağlam basan mücadeleci bir birey olarak ve de arkadaşım Ayşegül'ün yardımı ile yazmıştım, Ayşegül'ün hikayesi ise; Tüm başkaldırışına rağmen bir m..
Başımı kaldırdığımda bana ismimle hitap eden anneannem ve dedemin sesiyle kendime gelmiş onlara doğru nasıl bir kaç adım atmışsam ninemin kollarına çocuk bedenimle adeta yığılmıştım. Dedem ve ninem..