Doğduğunda dört duvar ağladı denen, suskunluk olduğunda ‘’yine birinin kızı oldu galiba’’ söylemiyle doğuşu anlatılan kadın…Erkek bekleyen babaların, ‘’eh bir daha ki sefere tuttururuz inşallah’’ ..
Umutlarla beklendi; önce haftalar, sonra günler derken saatler sayılmaya başlandı. Uzun yıllardır bir arada olmadığım insanlarla birlikteydim o gece. Tesadüf ki benim gibi 2006’yı kovmaya hazır insanl..
Son günlerde ‘’nasılsın’’ sorusunu içtenlikle soranlara verdiğim yanıt, insanlarda garip bir etki bırakıyor. Kendileriyle dalga geçtiğimi zannedip öylece yüzüme bakıyorlar. Durumum gerçekten nedi..
Pencerenin arkasından izlerken, gözlerimizden girip ta yüreğimize kadar ulaşıp; her hücremizi ısıttığını sandığımız...Çatılardan sarkan buz parçacıkların direncini kırarak, ayaza inat; katıyı sıvı..
Kendi senaryomuzla ve yönettiğimiz oyuncularla, hem içinde yaşadığımız hem de dışarıdan izlediğimiz hayallerimiz. Umutturlar çoğu zaman bizlere ve iç dünyamızın zenginliği; sadece bizle varol..
Hep gitmekti hayali… Bu şehirden, bu evden, bu işten… Arayışı bitmemişti belli ki… Ve kalktı gitti. Yıllar önce sadece ‘’gitmek zorundayım’’ dedi ve gitti.Sevdası kaldı geride, tek kişilik yaşanma..
Sabah yataktan kalktığımda farkettim bu gün havanın diğer günlerden farklı olduğunu. Kombi kapalı olduğu halde ürperten soğuk hissedilmiyordu. Pencereden dışarı baktığımda anladım nedenini, etraf toz ..
Yaşadığımız dünya içinde ne kadar özgür ve ne kadar kendimizce yaşadığımızı düşünüyorum günlerdir. Gezegenimiz ve üzerindeki devletlerden başlayıp çemberi daraltıyorum. Çevreme bakıyorum binlerce ev, ..
Şubat aylarının bu günleri hep güneş yüzünü gösterir, kara kışın ortasında ılık bir kaç gün mutlaka yaşarız bu günlerde.Aslında hafızam pek kuvvetli değil. Çabuk unuturum 5 yıl önce kış nasıl..
Eşi çok zengin... Her türlü lükse sahip bir hayat sürüyor. Gerçi zengin eş biraz kaprisliymiş, pek huzuru yok ama...Kazancı çok iyi...Kariyer hazır...Gerçi iş ortamı ve patronlar, biraz huzurunu..