Kadın dedi ki :’’ Benim rengim mavi. Mavide saklıyım, bulana aşk olsun.’’ Adam sustu. Gözlerinin rengi maviydi. Küçük, istikrarlı dokunuşlarla yonttu kendini adam, suretinden. Aşkta..
Malum, mevsim kış. Ocak ayı olmasına rağmen İstanbul’a kışın ilk karı düşmedi hala. Deniz ve Ege, dört gözle kar yağmasını bekliyor. Çocuklarım... Beklerken de bir yığın soru soruyorlar tabi. ..
İnsan olmanın ağırlığı en çok böyle zamanlarda çöker. Kalbinden kalkan cenazeler gibidir acı… Hani bir türlü arkası kesilmeyeninden. Sonu olmayanından… Sen sevdiğini kaybettin mi? Kaybetm..
Yeni taşındığımız evin balkonunda bir kuş yuvası vardı. Çocuklar yuvayı görünce havalara uçtular. Bir ayağımız balkonda, gözlerimiz kumru yuvasının üzerinde oldu o günden sonra. Anne kuş gü..
Sen, ne kadar bensin? Benim, sen olduğum kadar değil... Eminim bundan. Özgürlüğün öneminden dem vuracaksın şimdi. İnsanın kendisi olabilmesinden... Ama iki insan paylaşacaksa bir hayatı,..
Salıncakta bir kadın… Zamanın içinde, zamanın dışında… Tik tak, tik tak… Boyutsuz bazen… Varla yok arasında… Kadının içinde bir yol… Yolda bir ağaç… Ağaçta bir salıncak… Tik tak, tik tak…
Gözleri bal rengi. Uzak iklimlerin kokusu dolaşır saçlarında. Rengarenktir gülüşü. Ağaç dallarında sabahlayan bir kuş cıvıltısıydım, ona rastladığımda. Yolunu kaybetmiş bir masala sığınmışt..
Kelimeler boğazımda düğümleniyor bazen. Konuşamıyorum. O zaman, beni sustuklarımdan anlayabilsen keşke diyorum. Omuzuna yaslasam başımı. Saçlarımı okşasan yeter. Suskunluğumun ist..
Canını yakabilirim fırsatçı bir kelimenin, susarak. Haşin bir cümleyi hapsetmek için dudaklarımı kilitleyebilirim. Ya da saklayabilirim, avuçlarımı kanatan özlemi. Toprak kokusuna doyurab..
Düşüme düştü aylak bir umut. Nerden baksam güvenilmez. Kelimeleri yaya yaya konuşan yalancı bir satıcı gibi. Ne çok isterdim aldanmayı oysa. Ne de olsa umut işte… ‘’Bazen şu bilincimi taşla..