Beni çok özlediğini yukarılardan görüyorum. Yokluğumdan duyduğun acıyı hissediyorum. Evin içinde, tüylerim her yerde, Kokum, o evde biliyorum. Benim ölümümü yok oluşum diye düş..
Oysa, tüm hünerlerini sunmuştu.Taklalar atmış, Rengarenk boyadığı yüzüne, mutluluk resmi asmıştı, Her baktığında, gülümsemen için.Gülmeliydin, hüzünlü bulutlar uzak..
Açılın melekler yol verin geçsin, Cennete kavuşsun Pınar gelinim. Kırk günlük gelindi eli kınalı, Al kana bulandı Pınar gelinim Vatan nöbetinde neferdi eri, Yanınd..
Yazma! ! ! Ört beynindeki ışıkları, İsyanını bastır, konuşma... Bazen susmak çok şeye gebedir. Doğuracağı gün, Karanlık tünel sonundaki gün ışığı, Batmayacak güneş gi..
Emekli olup, şehrin gürültüsünden uzak, bahçeli müstakil bir evde yaşamak hayalini kuran çok kişi vardır eminim . Dilerim hayalleri gerçek olur. Amann, bir ufak arsa alalım da, küçücük bir ev..
Yüreğimde bir şeyler un ufak, kırgın, yorgun, üzgünüm. Sona doğru yaklaştığımızın farkındayız aslında. Yıllar geçerken, o kadar çok şeyi de yanına verdik ki, ''al bunu da götür'' diye... Önceleri..
Yıllar önce evlerimizin önünde, bahçe duvarları üzerinde oturup gelecekle ilgili hayallerimizden bahsederdik. Okumak, meslek sahibi olmak, aile yaşantısına maddi, manevi katkıda bulunarak, d..
Kırklı, ellili yaşlara gelindiğinde geriye bakıp yaşantımızda istediğimiz yerde, istediğimiz insanlarla birlikte isek pek sorun yok gibi değerlendirilebilir. Eh işte yaşayıp gidiyoruz çok şükür der ..
Sen, giderken öyle çok şeyi de alıp götürdün ki bizden. Önce, nefesimiz kesildi sanki. Gözlerimizdeki ışık söndü aniden. Nefes alamadık, yutkunamadık. Kas katı kaldık ölüm haberini aldığımızda. İna..
Ankara'da kar yağıyormuş, beyaza bürünmüş dağlar, caddeler, sokaklar.. Kuş olmak istedi gönlüm... Kuş uçumu varmak istedi, karla kaplı bir çam ağacının ince dalına...Oradan...Kuş uçumu...Sevd..