Deniz Baykal'ın kasetlerini piyasaya sürenler tespit edilmiş!

Hatırlarsanız Deniz Baykal’ı CHP Genel Başkanlığından götüren kasetler piyasaya sürüleli tam tamına üç yıl oldu.

Bu süre zarfında köprünün altından çok sular aktı. Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı oldu. Oldu ama bir türlü koltuğu dolduramadı. Yanına aldığı bazı kişilerle, ülkenin bölünmesine çanak tutar bir görünüm sergiledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Recep Tayyip Erdoğan’a karşı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ittifaka giderken, birden bire Deniz Baykal’ın kasetlerinin imalat yeri ve piyasaya sürüş şekli(!) tespit ediliverdi.

Oysa o kasetlerle ilgili gelişmelerin hiç zamanı değildi!

Bunca açılış, terör örgütüyle iş birliği, kahramanların terörist diye esir alındığı, teröristlerin kahramanlaştırıldığı bir dönemde, Deniz Baykal’ın kasetleriyle ilgili bir gelişmeyi piyasaya sürmenin zamanı mıydı?

Ülke kafatasçıların eline geçerken, ülkede Türklük yok edilip, Kürtlüğün ön plana çıkartıldığı, ülkenin gerçek sahiplerinin Kürtler olduğu savı yayılırken, Deniz Baykal’ın kasetlerinin yeniden gündeme gelmesinin zamanı mıydı?

Başbakan’ın Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alıp, Kürt Milliyetçiliğini Siirt’ten yükseltirken, Rize’de de aynı nutku atacağım deyip, Rize’nin yolunu unuttuğu bir sırada Deniz Baykal’ın kasetini kurcalamanın zamanı mıydı?

Asgari ücretin iktidar tarafından büyük para olarak lanse edildiği, peynirin, ekmeğin fiyatı belli deyip, ardından ekmeğe otomatikman yüzde 4 AB zammı yapılmışken, Deniz Baykal’ın kasetlerini tekrar çoğaltıp piyasaya sürmenin zamanı mıydı?

Emekli, muvazzaf askerlerin bir bir gözaltına alınıp tutuklandığı, 1. Ordu Komutanının kaçma şüphesi ile tutuklanmasının istendiği bir zaman diliminde, Deniz Baykal’ın kasetiyle neyin üzeri kapatılmaya çalışılıyor?

Ha bu arada sabahtan beri Deniz Baykal’ın kasetiyle ilgili ahkam kesip duruyoruz. Bunun elbet bir nedeni var. O da kasetle ilgili yeni bir gelişme.

Biliyorsunuz bizde olduğu gibi dünyada da piyasaya sürülen kasetler, kaset sahibinin ölümü ile tekrar piyasaya sürülür ve yeniden para kazanılmaya çalışılır.

Gerçi Sayın Baykal’ın maşallahı var. Allah uzun ömürler versin. Bu kaset olayının üzerinden onca zaman geçmesine rağmen yeniden piyasaya sürülmesinde, Baykal’ın son dönemdeki çıkışları ve önümüzdeki dönemde başlayacağı yurt gezileriyle bir ilgisi olup olmadığını merak ediyorum.

Gelelim kaset olayının yeniden piyasaya sürülmesine:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski CHP lideri Deniz Baykal’la ilgili görüntüler hakkındaki soruşturmada üç yıl sonra bazı bilgilere ulaşmış. Savcılık, 2010 yılında (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na) yazı gönderip görüntülerin gönderildiği bilgisayarın IP numarasının tespitini istemişti. Sorunun yanıtı yaklaşık 3 yıl sonra gelmiş. TİB, geçen hafta, IP numaralarını göndermiş.

Gördüğünüz gibi teknoloji çağında, gecikmeli olsa da kurumlar görevini yapıyor(!) Ancak bir sorun olduğu görülüyor. Bunca beklenip, tamda açılım tartışmaları, terörist başı ile pazarlıkların kızıştığı bir ortamda, kurumların harekete geçip, böyle bir cevabı savcılığa vermesi bence manidar.

Sahi savcılık bunca zaman kendisine cevap vermeyen o kurum hakkında ne yaptı? Hiç tekit yazısı yazdı mı acaba? Kurum yetkilileri hakkında soruşturma açıp, görevi ihmalden dava falan açtı mı?

Gelelim Baykal’ın kaseti ile ilgili detaylara: Deniz Baykal’a ait görüntülerin servis edildiği 7 ayrı IP numarası tespit edilmiş. Savcılık, 4’ü ABD, 3’ü Türkiye çıkışlı IP numaralarını kullanan bilgisayarların ivedi şekilde bulunmasını istemiş, 10 gün içerisinde Türk Telekom’dan yanıt gelmesi bekleniyormuş.

Baykal’ın avukatı Muzaffer Yılmaz, Vatan Gazetesinin konu ile ilgili sorusuna “Gündemde olan soruşturmalar bu soruşturmadan daha farklı ilerledi. Biz soruşturmanın başında imaj alınmasını, dinleme yapılmasını istedik. Ama bunların hiçbiri olmadı. Siyasiler soruşturmayı bitirmedi” diyerek, soruşturmanın önündeki engelin kimler olduğunu açıklamış.

Netice?

Gündemden sıkılanlara, 2010 versiyonlu, 2013 görünümlü yep yeni bir film!