Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Doktor Hasta Olmaz!

Doktor Hasta Olmaz!
 

Çok garip bir durum, çok ilginç bir vaziyet, çok enteresan bir enstantane diyeyim ama yine de içinde bulunduğum halet-i ruhiyeyi tarife yetmez. Daha kapsamlı bir açıklama yapmak elzem.

Bir kere maça 1-0 yenik başladığımı hususiyetle ifade etmeliyim. Tabi burada maçtan kastım muayene. Muayeneye 1-0 yenik başlıyorum. İşte buna sebep olan şey benim de doktor olmam.

Demek istediğimi biraz daha açayım. Şimdi sağlık personeli olmayan bir vatandaş hasta olduğu zaman hastaneye gider, poliklinik randevusu alır ve muayene olur. Tabi bazı faktörleri göz ardı edecek olursak, yani muayene olağan/olması gereken koşullarda gerçekleşirse bu hastamız bir şekilde derdini dile getirir ve muayene olur.

Şimdi burada 3-5 dakikalık zaman diliminde hastanın hastalığını yahut durumunu ifade etmeye fırsat bulamamasından girip, o kısa sürede doktorun gereken ihtimamı gösterememesinden çıkarsak; ardından sağlık kurumlarındaki sistem problemlerinden girip meseleyi bir de ekonomik gözlük ardından inceleme kalkarsak iş uzar. Olayın o tarafı ayrı bir problem ve benim anlatmak istediğim ile ilgili değil. O konulara da bilahare değiniriz.

Lafı uzatmayayım, az evvel dediğim gibi hastanın polikliniğe girmesi ve muayene olması ile normal prosedür işler. Ancak hasta, yani muayene olmaya gelen kişi “doktor” olunca işler değişiyor/muş. Elbette sağlık camiası içinde yer almanın bir takım avantajları oluyor ve olması da gayet normal. İşin o kısmı da konumuz dışında.

Sadede gelirsek, işte ben doktor olduğum için ilkin beni muayene edecek doktoru hasta olduğuma inandırmam gerekiyor. Zira meslektaşlık, sağlık camiasına mensup olmak, iş yeri arkadaşlığı gibi faktörler yüzünden önce şakalaşma merasimi yaşanıyor.

- Merhaba. Benim bir problemim var.
- Merhaba, hayırdır inşallah?
- Hayır mı şer mi bilmiyorum. Çok şiddetli ağrılarım var.
- Yav doktorların hepsi hasta bu aralar. Tam günden yatağa düşüyorlar. Muhahaha
- Eheheh. Bilmiyorum, belki öyledir. Benim belimde çok ağrı var, sol bacağıma vuruyor, ağrıdan oturamıyorum, oturunca şiddetleniyor.
- Yarım gün çalış sen de. Puhahaha.
- Ehiehi… Tam gün yasasını şeyettiniz herhalde…

##

- Belimden bacaklarıma vuran ağrılar var. Önce sadece soldaydı, şimdi sağda da başladı.
- Gezintiye çıkmıştır. Zuhahah

##

Böyle diyaloglar olası. Daha doğrusu bunlara yakın şekliyle gerçekleşti, başıma geldi… Tabi bu örnekler genele bakılınca pek fazla değil ama, insan hastayken hassas olduyor, içime işlemiş :)

Şimdi galiba doktor olunca hasta olmak zorlaşıyor gibi bir algı var. Bir de aynı işyerinde görev yapınca sanırım “doktor-hasta” diyalogundan ziyade “doktor-doktor” diyalogu yaşanıyor. Sürekli yoğun bir tempoda çalışmaktan kaynaklanan bir “sohbet/muhabbet” ihtiyacı da olabilir bu diyalogların sebebi.

Tabi o hususta kapsamlı sosyolojik bir araştırma yapılırsa gerçek oraya çıkabilir ama bu beni derdime derman olmayacak :) Daha doğrusu olmazdı. Neyse ki halimden/derdimden anlayacak çok doktor bulabildim, derdimi dökebildim.

Tabi ben işi biraz da gırgıra vuruyorum. Anlattıklarıma bakarak “vay sağlık sistemi ne hale gelmiş” diye yas tutmayınız. Esprili biri olduğumdan bana da esprili yaklaşılıyor olabilir. Ayrıca bahsettiğim süreç oldukça uzun bir zaman dilimi. Bu süreçte sadece “bir tane” olumsuz örnekle karşılaştım. O kadar kusur kadı doktorunda da olur :)

Son durum nedir diyeceksiniz şimdi. Son olarak ozon tedavisi uygulandı. Şu an bekleme sürecindeyiz. Etkisinin çıkması için biraz zamana ihtiyaç var(Öyle bilgi verildi). Sanırım kısa bir süre sonra etkili olup olmadığını anlayacağız. Hayırlısı artık. Mevla görelim neyler…

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

http://twitter.com/murathacioglu

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..