Fazilet Hanımefendi ve Kerimeleri

Televizyon özürlüyüz. Üzüntü de duymuyoruz. Aksine, hayatımızda aldığımız en doğru kararlardan biri olduğunu düşünüyoruz. Ama zevkle izlediğimiz bir dizi var: “Çocuklar Duymasın.” Kendine hayran artiz kızlar, kirli sakallı jönler yok; yıllardır değişmeyen Meltem ile Haluk var, Gönül ile Tuna var. Gerçi Duygu ile Emre olmadığı için "Mutfak!" uyarısı bitti; ama yeni katılan oyuncular da keyif katıyor.

Şunu biliyorum ki geri kalan ömrümde bir daha Kıvanç Tatlıtuğ’u, Halit Ergenç’i, Beren Saat’i izlemeyeceğim. Çünkü kazandıkları para “Çok çalışıyoruz, alın terimiz.” ile açıklanamayacak kadar yüksek ve doğrusu, gencecik çocuklarla onda bir fiyatına diziler çevrilmeli. “Kuzey Güney, Muhteşem Yüzyıl, Fatmagül’ün Suçu Ne, Aşk-ı Memnu” ile misyonlarını tamamladı bence bu isimler. Kaliteden ödün vermeden, dizi ne kadar ucuza mal edilirse reklam kuşağı da o kadar kısa olur ve insanlar tüm prime time’ı tek dizi izlemek için ekran karşısında geçirmez.

Çağatay Ulusoy'u hiç izlemedim; ama eleştirdim. Balcılar kızıyor bana, “İzlemedin ki, nasıl eleştirebiliyorsun?” diyor. Çünkü manevi babası ve çok seviyor. Ben de diyorum ki “Yorgunluğunu Santa Monica’da değil de Van Gölü kıyılarında atsaydı, izleme arzum olabilirdi!” Bn Er de Hazal Kaya’yı çok seviyor, adeta ablası. Oysa Hazal’ın sanat gücü yok, Pelin Karahan gibi muhteşem gözlere ve yüz hatlarına sahip, hepsi bu. “Şişirmeyin şu kızı bu kadar!” diyorum, “Ben bu işten para kazanıyorum Ata Bey!” diyor.

Angel Anne Türk dizilerine meraklı. En sevdiği de “Fazilet Hanım ve Kızları.” Dizinin öncesinde, geçmiş bölüm özetlerini; bittikten sonra da gelecek bölüm tahminlerini paylaşıyor. İstanbul’daysak da arıyor. Dün daha kahvaltıda başladı anlatmaya ve biz de akşam onunla izlemeye söz verdik.

Dizide iki ana karakter grubu var;

- Fazilet Hn ve kızları Hazan ile Ece.

- Hazım Bey ve çocukları Gökhan, Yağız, Sinan ve Selin.

Hazım Bey zengin ve köklü bir ailenin reisi ve Fazilet Hn da -kızlarına yağlı kapı arayan- paragöz bir anne.

Dizi öncesi verilen brifing ve dün akşamki bölümden anladıklarımla yorumum şöyle;

- Altmışlı yaşlarındaki Hazım Bey -yakışıklı oğullarını ters köşeye yatırarak- 17 yaşındaki Ece'yle evleniyor. Bu evliliğin koruma amaçlı olduğu işlense de Hazım’ın bakışları öyle demiyor! Ve topluma neden böyle sapkın bir ilişki izlettiriliyor muamma!

- Hazım’ın çocuklarından biri sır evlatlık ve anası da yalıda kâhya, Kerime.

- Yağız ve Sinan Hazan’a aşık, Hazan Sinan’a aşık gibi; ama Yağız’a kayıyor sanki.

- Ece Hazım’la evli ve böylece dört yetişkin evlat (!) ve bir gelin sahibi.

- Ece karnında eski sevgilisi Yasin’in çocuğunu taşıyor.

- Yasin de Selin’le evleniyor ve yalıya taşınmaya hazırlanıyor.

- Böylece, Ece Yasin’in hem kayınvalidesi hem de eski sevgilisi, çocuğunun anası.

- Böylece, Yasin Ece’nin hem damadı hem de eski sevgilisi, çocuğunun babası.

- Böylece, Selin doğacak çocuğun hem cici annesi hem de ablası.

- Böylece, Yağız ya da Sinan doğacak çocuğun hem abileri hem de enişteleri.

- Ece’nin çocuğu, Selin’in çocuğunun hem kardeşi hem de dayısı ya da teyzesi.

- Böylece, Hazım Yasin’in hem kayınpederi hem de çocuğunun babası.

- Böylece, Hazım Hazan’ın hem kayınpederi hem de eniştesi.

- Böylece, Hazan Hazım’ın hem gelini hem de baldızı.

- Hazan da Yağız ya da Sinan’la evlenirse; Ece, ablasının hem kardeşi hem kayınvalidesi.

- Hazan Yağız ya da Sinan ile evlenirse, Ece hem cici anne hem de baldız.

- Hazan Yağız ya da Sinan ile evlenirse, Hazım hem baba hem de bacanak.

- Ece’nin doğacak çocuğu, Hazan’ın hem kaynı/görümcesi hem de yeğeni.

- Böylece, Hazan Ece’nin doğacak çocuğunun hem teyzesi hem de yengesi.

- Gökhan, Yağız ve Sinan Ece’nin yeni doğacak çocuğunun hem abileri hem de amcaları.

- Hazan’ın çocuğu olursa,  Ece hem babaanne hem de teyze.

- Hazan’ın çocuğu olursa, Hazım hem dede hem de enişte.

- Hazan’ın çocuğu olursa, Ece’nin çocuğu ya amca ya hala hem de kuzen.

Vallahi yoruldum!

Dakikalar içinde bunlar geçti aklımdan ve yoruldum.

Eminim ki önümüzdeki hafta da Hazım Bey’le Fazilet Hn kardeş çıkar!

Böyle abuk subuk senaryo mu olur! İlişkiler ne kadar iç içe geçerse, sapkınlıklar ne kadar çok işlenirse reytingler de o kadar artar diye düşünüyor herhalde senaristler.

Bir Türk dizisini takdimimdir! Al birini vur diğerine.

Ya vurdulu kırdılı ya da kimin eli kimin belinde, ortaya karışık!

Verilen emeğe de seyircinin vaktine de yazık.

Bu durumda “O ses Türkiye”yi izlemek evladır. Hiç değilse Yıldız Tilbe, Delikanlım filan diyor!