Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '16

 
Kategori
Blog
 

Herkesin bildiği veya bilebileceği yahut da araştırıp öğrenebileceği konuları yazmam

Herkesin bildiği veya bilebileceği yahut da araştırıp öğrenebileceği konuları yazmam
 

O kadar böyle yazan var ki bu doğru başlık tepki bile çekebilir. Siz yazıyorsunuz, birileri okuyor, zaten bildiği şeyler ya da bilmiyorsa öğrensin, senin emeğine onun da zamanına yazık.

Ama görüyorum ki insanlar bildiği şeyleri okumayı seviyor; çünkü kendinden emin değil; yeni şeyler öğrenmek yerine bildiğini tekrar etmek daha kolay. Ya da belki kendini test ediyor “Bak bildiklerim doğruymuş”

Sokaktaki insanı konuşmuyoruz, adam/kadın her neyse başkaları okusun diye yazı yazıyor. İnsanlar hatıra okuyorlar, belki okumuş gibi yapıyorlar veya başka nedenlerle bu yazılar okunuyor. Ve bizler bir insan bildiği şeyleri niye okur diye şaşırıyoruz.

“Yalan söylemek kötü” diyen yazıyı yüzlerce kişi okuyor. Yalan söylemenin kötü olduğunu sazlıktaki kurbağalar da bilir. Ama sanki bilmiyorlarmış/duymamışlar, ilk defa okuyacaklarmış gibi bu yazıları yüzlerce kişi okuyor. Ya da biz okuduklarını sanıyoruz. Siz “Yalan söylemek kötü” diyen ve sadece bunu söyleyen yazıyı okur musunuz? Biri diyor ki yazılarımı okutmak için mecburen okuyorum. Bu şekilde okunacaksa benim yazılarım okunmasın!

İlla her yazıda keramet yaratacak halimiz yok elbet. Her konuda yazılır. Bir yerden haber verirsin. Yaşadığın bir olayı anlatırsın. Bir konuda farklı düşüncelerin varsa yazarsın(milletin bildiği aynı şeyleri söyleyemezsin!).Tahminler, hayaller, dilekler her şey ama her şey yazı konusu olur. Ama bildiğim şeyleri bana yazıp okutamazsın.

Hem bilmiyorsa öğrensin, burası dershane mi? 2300 yazımın tamamında bana ait ve ilk defa söylendiğini düşündüğüm mutlaka bir şey vardır. Seni okuyacağıma kütüphaneye giderim, aynı şey. Hem biz bu yazdıklarınızı okul yıllarında bol bol okuduk. Hatta bunlardan kopya bile çektik. “Dişinizi fırçalamalısınız” diye yazı başlığı ya da konusu olur mu ya!

Peki, bu yazılar niye çok okunuyor? Yazarın üslup ve teknik başarısını ayrı tutuyoruz. Allah’ın taşından bahsetseniz bile güzel yazılmış bir yazı okunur. Karşılıklı sipariş usulü yorum ve yazı paylaşımı konusuna girmeyelim zira çıkamayız!

Asıl ben bunların dışında okuyanların nedenlerini söylemek istiyorum. İnsan bildiği şeyi niye okur? Üstelik sıkar da değil mi? İnsanlarımız bildikleri şeyi okuyorlar çünkü ilki bildiklerinden emin değiller(daha doğrusu kendilerinden emin değiller)diğeri ise örneğin yalan konusundan mağdur olmuşlar, dile getirilmesini istiyorlar; bunun için okuyorlar “Bizi mağdur eden konuda bu yazar ne demiş” Aslında yazan herkes aynı (yani onun kendisinin de bildiği) şeyleri söylüyor. Ama işte vatandaş okuduğu zaman duyguları karşılık buluyor.

Bildiğimiz şeyleri yazdığımız yazılar tüm yazıların yarısı. Yazık yani! İnsanlar okur, bakmayın siz. Yazan kişiyi sevdiği sempatik bulduğu için okuyan bile var. Ya da inanç ve düşüncelerine uygun yazıyordur. Bu durumda yazdıkları önemli olmuyor. Atatürkçü insanlara “Atatürk’ü Seviyorum” başlığıyla yazsanız okurlar. Ama böyle yazılar insana bir şey vermez ki. Ben yalan söylemenin kötü olduğunu biliyorum, bunu bana niye yazıyorsun ki.

8 yıl önce yazdığım yazı bile okunmaya devam ediyor. Hem de her gün 50 kişi. Bu yazılar yıllar sonra neden hala okunuyor diye merak edip baktım. Çünkü sorun devam ediyor ve başkaları bu konuda yazmamış, yani yazım tek örnek. Hiç yazmasam her gün 800 okunma garanti. Zaten aslında ben eski yazılarımla idare ediyorum. Şimdiki yazdıklarım okunmuyor. Onlar da herhalde 8 yıl sonra okunacak!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..