- Kategori
- Güncel
Yeni Köşe Yazıları / 4 Milyon Suriyeli Yetmedi, Şimdi de Afganlar..
4 Milyon Suriyeli Yetmedi, Şimdi de Afganlar: İstanbul'un tarihi semti Fatih'e otobüsle giderken yanımda üstü başı kokan gençten bir yabancı; anlayamadığım bir dille telefonla konuşuyordu. Yanında kendisi gibi iki yabancı daha vardı. Arapçayı artık çok iyi tanıyoruz. Suriyeli olamazlardı. Anlaşılan İran'dan yola çıkan Afganlar İstanbul'a ulaştı bile. Bir çoğu yürüyerek, birçoğu da kamyonet veya otobüsle Türkiye'nin batısına doğru binlerce Afganlı'nın geldiği söyleniyor.Y ani ülkeyi adeta istila eden 4 milyon Suriyeli yetmedi, şimdi de Afganlar sıraya girdi. Ülkesinden kovulan, başı derde giren kim varsa Türkiye'ye geliyor. Ülkemiz adeta yol geçen hanı oldu.
Tamam, ensar olmaya varız ama bu gelenler sahabeler değil ki.. İçlerinde hırlısı var hırsızı var, gerillası var, teröristi var, var oğlu var. Molla rejimi Afganlı mülteci yükünden kurtulmak için onları Türkiye'ye gönderiyor galiba. Zaten eli kanlı rejimler (zalim Esed gibileri) kendileri için potansiyel sorun çıkaracak sakıncalı vatandaşlarını Türkiye'ye kovalıyor. Oh, ne ala dünya.. Etnik ve ideolojik temizlik için sür Türkiye'ye.. Nasılsa dünyanın en büyük Ensarları biziz. Yemiyoruz yediriyoruz, giymiyoruz giydiriyoruz.
Afgan Mülteciler
Yarın İdlib'de çıkacak bir çatışma ile birlikte iki milyon daha Suriyeli ve 2 milyon Afganlı Türkiye'ye gelirse mülteci sayısı on milyona dayanır ki bunu ABD olsak kaldıramayız. Bu nedenle Türkiye artık mülteci kabul etmeyeceğini acilen dünyaya deklere etmeli ve sınırlara dayananlar mutlaka sınırda tutulmalıdır. Yoksa 10 milyon mülteci gelir ve bir daha gitmezse 2050'lerde biz Türkler kendi vatanımızda azınlığa düşeriz.
Her Önüne Geleni Hain İlan Etmek Selefi Geleneği mi?: Son zamanlarda hangi kesimden olursa olsun, kendisi gibi düşünmeyenlere hain damgası yapıştırmak moda oldu. "Benim fikrime katılmıyor musun? Öyleyse hainin tekisin" Anayasa ile teminat altına alınmış, fikir hürriyetine savaş ilan eden bu kötü çığırın, orta çağlardan beri gelen bir harici geleneği olan ve günümüzde Selefilerce devam ettirilen "Tekfir etme" kavramıyla çok yakın bir ilgisi var. İŞiD teröründe feci sonuçlarını gördüğümüz kafir ilan etme ve ardından kafa kesme olayları tüm dehşetiyle hafızalarımızda yaşarken bizim gibi düşünmeyenlere saygı duymak "Sizin fikrinize katılmam mümkün değil ama serbestçe ifade etmeniz için her şeyi yaparım" anlayışı bu zehirli yolun panzehiri olacaktır.
Deniz Kıyılarında Res
Karadeniz'de Neden RES (rüzgar enerji santralı) Yok: RES santralleri temiz- yenilenebilir enerjinin olmazsa olmazlarından. Türkiye'nin hemen her yerinde boy gösteren bu santrallerden Karadeniz'de neden hiç kurulmaz? Bildiğim kadar yeterli rüzgar alan bu kıyıların yüksek tepelerinde ve hatta kıyılarda RES'ler çok verimli çalışacaktır. Acaba çakma HES'lerle bütün dereler kuruduktan veya Amasra'da yapılması gündeme gelen termik santrallerle tüm o muhteşem çevre mahvolduktan sonra mı?