Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '16

 
Kategori
Siyaset
 

Abdullah Gül üzerinden...

Gündemin önemli gelişmelerinden birisi, Sayın Abdullah Gül'ün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak yemekte görüşmesi...

Sayın Abdullah Gül'ün görev süresi içinde, mevcut anayasa kuralları çerçevesi içinde kalarak görev yaptığını biliyoruz. Bir başka bildiğimiz, yine anayasal kurallar içinde, içinden geldiği iktidar ile uyumlu çalıştığını da...

Yine yansıyan haberlere göre, Sayın Gül, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Nihat Ergün, Sadullah Ergin ve Suat Kılıç ile Bülent Arınç'ın evinde bir araya gelmişler...

Onların da gündemi elbette, partileri ile ilgili sözlerinin toplum üzerindeki etkisi ile ilgili...

Bu görüşmeyle ilgili Gül’e yakın kaynaklar, “Abdullah Bey dün ne konuştuysa bugün de aynısını konuştu. Sadece saygı duyulan bir insan sıfatıyla” dediler.

Sayın Gül, dünkü yemekte, cumhurbaşkanına aktardığı görüşleri; “Biz hepimiz aynı gemideyiz, bu gemi su alırsa hepimiz zarar görürüz. Terör ve dış politikadaki konular ciddi sorunlar ve gelişmeler varken, enerjimizi başka şeylere harcamak yanlış olur. Partide dün görev yapanların da bugün görev yapanların da itibar ve şerefi önemlidir. Trollerin yaptıkları ne kadar yanlışsa basın üzerinden konuşmak da o kadar yanlıştır” şeklinde özetlenecek şekilde yansıdı.

Sonraki toplantıda da, "Çıkış yapan" veya "düşüncelerini" açıklamaya başlayan isimlere de aynı görüşü paylaştığı gelen "dedikodu" bilgileri arasında. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış, elbette bilmemiz mümkün değil.

Ancak bildiğimiz şey şu...

Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Nihat Ergün, Sadullah Ergin ve Suat Kılıç, AKP'nin kurucu unsurlarından kişilerdir. Onları parti içinde "Yok" yerine koymak mümkün değildir. Sözlerini dikkate almamak da öyle...

Daha önce AKP'den fiilen kopan kurucular da, parti içinde dikkate alınması kişilerdir.

Ve tabi ki Abdullah Gül, kurucu kişiler içinde en önemli ve ağırlığı olan birisi ve olmaya da devam etmektedir.

Şimdi siz bu kişileri yok sayar, yandaş medya marifetiyle de saldırmaya başlarsanız, elbette bunların bir sonucu olacaktır, kaçınılmaz...

Bugün AKP içinde yaşananlara müdahale edecek en etkin bir kişi olarak görülen "Kardeş" Abdullah Gül'den bir yardım istenmiş, o da istenileni, umarım kendi düşünceleri ile birlikte arkadaşlarına aktarmış olsun...

Çünkü; "Aykırı" çıkışlar olarak görülen çıkışların, ileride "Doğru" çıkışlar haine gelmesi durumunda, elini taşın altına koymayanlar da zarar görecekler ve zararın en büyük sorumlularından birisi de bana göre Sayın Abdullah Gül olacaktır.

Şimdi "Neden öyle" diye sorarsanız, şu cevabı veririm...

Fikren uyuşmasam da, AKP'nin şu anda ve 13 yıldan bu yana Türkiye'de iktidarda olan bir parti olduğunu yok sayamayız. Bir çöküntü olursa, bu isimler de çöküntüye neden olanlar olarak altta kalacak kişilerdir.

Bu bakımdan hem her şeyi ifade etme hakları var, hem de "Dur" denecek bir şey varsa dur deme yetki ve hakkına sahipler.

Evet, Abdullah Gül üzerinden giderek bastırmaya çalışılan gerginliğin, basit bir gerginlik olmadığını anlıyoruz ki, bu da zor bir şey değil.

İşte bu gerçekler doğrultusunda Sayın Abdullah Gül'ün, kendisi üzerinden gidilmesinde, yapıcı ve geleceğe olumlu yansıyacak sonuçlar verecek girişimlerde bulunmuş olmasını dilerim.

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..