Ada Konukları - Vonne van der Meer

Şehir kütüphanesinde bulunan bir kitabın ilk okuyanı olmak nasıl bir duygu verir insana? Ben kitap adına üzülürken, kendi adıma seviniyorum. Benden önce kimse ellememiş, pırıl pırıl, mis gibi...

Milliyet Blog'da olsa  hemen "İlk ben okudum yazınızı, " diye yorum yazardım, orada ilk okuyan kim bilir kim, diyecekler!

Yazarın ve kitabın adını hiç duymamıştım. Kütüphanenin "Alman Edebiyatı" ile ilgili bölüme koymuşlar, adını Almancaya benzettiklerinden belki de. Yıllar önce memuresi emekli olduğu için, bizim okul kütüphanesinde çalışmıştım, amacım kitaplık kapalı kalmasındı. Bir gün aklıma Dante'nin "İlahi Komedya'sını okumak düştü. Aradım, taradım koca kütüphanede yok. Nasıl olur böyle ünlü bir eser olmaz?

Birkaç ay sonra Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile ilgili rafların tozunu alırken, gözüme takıldı bordo renkli sarı yaldızlı 2 ciltlik meşhur kitap. Arşimet gibi oldum, gözlerim parladı. Dini bütün memure hanım kitabın adındaki İlahi sözcüğüne aldanıp, yazarına filan bakmadan onu oraya yerleştirmiş. İşte belki bu yüzden o kitaplar hiç okunmamıştır, benim gibi arayanlar da kesin bulamamıştır. Ondan yeni gözüküyordu zaten.

'Ada Konukları'nın arka kapak yazısı ilgimi çekti. Severek okudum. İnsanı yormayan ve günlük yaşamda sıkça karşılaşılabilecek olayların anlatıldığı 220 sayfalık bir roman.

Birbirlerini tanımayan insanların, tatil için gittikleri evde bulunan 'Konuk Defteri'ne yazdıkları duyguları ve onu okuyan diğer tatilcilerin o kişilerle ilgili görüşlerinden oluşan öyküler var. Aynı kişiler her yıl aynı eve gittiğinden olaylar arasında bağlantı kurmak mümkün. Konukları tanıyan tek ve her şeyden haberdar olan kişi ise eve temizliğe gelen kadın.

İlk öyküde evliliğini kurtarmak için tatile çıkan küçük çocuklu bir aile var. Kadın tüm olumsuz duygularından arınıp kocasıyla mutlu bir tatilin hayaliyle geliyor eve. Ne kadar istese de Danna kafasından atamıyor başka bir kadınla aldatılmayı, tatil hayal ettiği gibi bitmiyor.

İntiharı düşünen ve çocuklarının bunu anlamaması için ince ince hesaplar yapan yaşlı bir adam, hamile bir genç kız ve işini kaybeden bir adam. (Bazıları yazmayı değil sadece okumayı yeğliyor, aynen bizim MB. yazarları gibi.) Bir önceki konukla ilgili, evin tertipli ya da pis bırakılması gibi şikayetlerini yazanlar da var. Örneğin ilk ailenin çocuğunun uyurken bağımlı olduğu eski yırtık bir bez parçası vardı, giderken arayıp bulamamışlardı ve kadın çocuğum nasıl uyuyacak, diye kaygılanıyordu. Sonraki konuk o bezden, çöpe atılmamış toz bezi yatağın altında geziyor, diye bahsediyor. Yine mutfak düzeni ve buzdolabı en çok bahsedilen konular.

Çok anlatmayayım da merak edenler okusunlar!

****
Yayınevi Notu:

'Duinroos'un neler yaşadığını görebilmek, duyabilmek için bazen kollarımın duvar, gözlerimin pencere olmasını isterdim.'

Ada Konukları, Hollanda'nın kuzeyinde bulunan Waddeneiland arasındaki "Duinroos" adlı basit ama konuksever tatil evine gelen misafirleri ve o evi yaz sezonuna hazırlayan temizlikçi kadını konu alır. Tatil için gelenler birbirlerini tanımamaktadırlar. Aynı yatağı kullanmalarına, aynı masada yemek yemelerine rağmen ancak ev sahibinin bıraktığı konuk defterine yazdıklarından ötürü birbirlerinden haberdar olmaktadırlar. Böylece, bilmeden veya farkına varmadan birbirlerinin yaşamını etkilemiş ve dolayısıyla hikayenin de bir parçası olmuşlardır. Genç bir çift evliliklerini kurtarabilmek için adaya gelir; bir dul adam yaşamına son vermeyi planlamaktadır; yirmi yaşlarındaki bir genç kız hamile olduğunu fark etmiştir; kırk yaşlarındaki bir adam işini kendinden daha genç, enerji dolu meslektaşına kaptırmıştır...

Tatile gelenlerin hepsi tatil süresince küçük de olsa kriz yaşarlar. Problemleri arasında yaşamın önemli konularından, yaşam ve ölüm, aşk ve yalnızlık, suçluluk duygusu ve pişmanlık, güven ve güvensizlik ve kıskançlık bulunmaktadır. Kendi yaşadıkları çevreden uzak olmaları olaylara bakış açılarını değiştirmeye yardımcı olmuştur.

(Tanıtım Yazısından)

http://www.tumkitaplar.com/kitap/index.pl?kitap=85966