Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

AK Parti nereye gidiyor?

“Böbürlenme padişahım senden büyük ALLAH var”  hatırlatmasını Başbakan’a birilerinin özellikle halkın yapması gerekir. Ustalık dönemi olarak nitelenen bu dönemde herhalde, buna krallık dönemi demek daha yerinde olsa gerek anlayışını pekiştirmenin en güzel yolu Yeni Anayasa işinde başkanlık sistemine geçişi sağlamaktır.

Sevdiğim takdir ettiğim bir parti olmasına rağmen son döneme ait kendini yenilememesi kendisini aşağıya doğruya gitmesini sağlamaktadır. Bu gidiş iyiye alamet değil, aşağıya doğru bir yöneliş olarak kendini göstermektedir. Tabii bunu tamir edecek bir anlayış ile yollarına devam ederlerse durum farklı olabilir.

Kendine dikkat et öğretmen kardeşim. Çalışmadan hak etmeden para alıyorsun? Millet kırk saat çalışarak maaş alırken sen onbeş saat ile bunu alıyorsun. Ustalık dönemi olarak nitelendirilen iktidar dönemimde sorunları çözmek amacıyla yola çıkan bu ekip çözmenin yanı sıra yeni sorunlar ortaya çıkarmakta ve öğretmenleri idam ederek başlamaktadır. Eğitimin çok sayıda sorunu yapboz tahtası şekliyle çözülmeye çalışılırken, öğretmeni değersizleştiren, hakir gören bir anlayış ile daha fazla büyütülmektedir.

AK Partinin bu anlayış ile kan kaybına uğramışa benzediğini ve ilk yarasını aldığını görmekteyiz. Tamamı AK Partiye oy veren Memur-Sen’in eleştirisine kendisini uygun gören bir anlayış, hem de tamamı eğitimli olan bir kesimin, özellikle propaganda yapma hususunda en mahir olan kesime kendini yaptırması, gelecekten umudu olmayanların anlayışı olabilir. Birkaç basit sorunu, özellikle kendi taraftarı olan insanları, adeta düşmanmış gibi yaftalayarak saldırıya geçerek, bütün kesimlerin onlara adeta saldırmasına çanak tutan bir anlayış ile çözülemez. Uzlaşmacı bir anlayıştan çok kavgacı bir anlayış olarak kendini ortaya koymaktadır. Muhalefetin yapamadığını kendileri yapmış oldular. Nice taraftarın kırgınlığına hatta bir daha ki seçimlerde düşünmelerine sebep olacak bir anlayış sergilendi.

Hiç kimse kendisini kutsanmış, kurtarılmış olarak görmesin, demokrasilerin en önemli yanı alternatiflerin devamlı olmasıdır. Muhatabıyla alay eden, onu dışlayan bir anlayışın da geleceği kadük olarak karşımıza çıkar.

 Saltanat heyecanıyla yapılan işlemler kişinin ayağına dolanabilir. En kötü ve etrafına zarar veren davranışlardan birisi çıkarına dokunmak, haklarına tecavüz etmektir. Adaletin sağlanmadığı bir ortamda hak hukuktan söz edilemez. Sonra iktidarda olan bir zihniyetin terazisi Allah’ın emirleri değildir ki tartışılmasın ve tartışanın hemen idam sehpasına konulmasına yol açılsın. Eleştiri güzelliklerin ortaya çıkmasını sağlayan bir zemini sağlar. İnsanların refah ve mutluluğuna ulaşmasını sağlar. Ekonomik göstergeleri, dolu tarafından bakılınca Dünya’nın en çok büyüyen ekonomilerinden biri, 17.ekonomisi, kişi başına düşen milli gelirin yüksekliği gibi değerler söylenirken ve vergiler toplanırken en yüksek oranda toplanırken, herkesime teşvikler vasıtasıyla denetimsiz bir anlayış ile dağıtılırken, memurlar özellikle öğretmenler için istenilen bazı şeyler söz konusu olunca kıyamet koparılıp, Yunanistan üzerinden yüklenilerek, adeta çok zor durumda olan bir Devlet görünümü sergilemek abes değil midir? Hem de Başbakan, Maliye Bakanı ve Ekonomiden sorumlu Ali Babacan tarafından dillendirilip, Devletin zor durumda olduğunu, memura çok verildiğini söylemeleri ne kadar gerçekçi olabilir?

İktidarın önündeki sorunları halletmesi dururken, ekonomide kayıtsızı kayıt almasına gerekirken, sınırsız teşviklere sıkı denetimleri koyması gerekirken, Öğretmenlerden gönüllü denetçiler edinmesi gerekirken bu tür aksaklıkları artıran bir anlayışa yönelmeleri ne kadar tutarlı olabilir. Haktan Adaletten bahseden bir anlayışın bir Bakanı bir yere daha inşaat halindeki yeri beş dakikalığına giderken, yüzlerce araçlar, korumalar, eskortlar ile gitmeyi normal görüp ekonomin zor durumda olduğunu nasıl söyleyebilir. Sadece bu tür bir gezinin parası ile çoğu memurun zam teklifine cevap verilebilir.

Burada her yönüyle kötü bir senaryo çizmek istemem. Çizilmiş olan senaryonun aksaklıklarından bahsetmekteyim. Bu kadar yapılan iyi işten sonra toplumu dışlayan bir anlayış ile olaylar çözülemez. İki dönem sergilenen güzellikler, üçüncü dönemde de sergilenmeli ve hatta dördüncü döneme de zemin hazırlamalıdır. Tabii bunun tek yolu eleştirilere açık olunması, yapıcı politikalar üretilmesi ve aksaklıkların tarafların dinlenmesiyle gerçekleşeceği bilinci oluşturulmalıdır. Ben yaptım oldu anlayışı, karizmatik bir anlayıştan çok despotik ve feodal yapının kalıntısı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Demokratik anlayışta hem ekonomik çarklar, hem sağlık sektörü, hem eğitim ve yargı herkesi memnun etmelidir. Devlet sadece iktidarda olanın devleti değildir. Her bireyin memnun olması, devletçilik anlayışından çok vatandaşın önemini anlayan bir yapıda olduğunda kendisini kabul ettirebilir. Dünde ben yabancıyım bugünde yabancıyım öyleyse benim Devletim değil anlayışı ortaya çıkar. Temenni ettiğimiz bir anlayışın içine yabancı fikirlerin serpiştirilmesi kabul edilemez.

Siyasal anlamda kabul etmediğimiz bir Partinin lideri, Adalet Bakanına görüşme talebinde bulunduğunda onunla görüşemiyorsa nasıl bütün tarafların hükümeti olabilir. Geçmişle yüzleşilirken, yanlışlıklar ayıklanırken adeta cadı avına dönüşen bir anlayış nasıl demokratik bir anlayış olabilir. Bunun göz önünde bulundurulması gerekmez mi?

Yinede beklentim, yapılan bu yanlışlıklara benim naçizane teklifim, eskilerin deyimiyle mağrurlanma padişahım senden büyük ALLAH vardır, ona göre kendine çeki düzen vererek hak talebinde bulunanları iyi dinlemen, yoksa Yeniçerilerin akçesine göz dikerek azaltman değil, onları memnun etmendir. Çalışanı memnun etmeyen bir anlayış asıl Yunanistan akibetine uğrar. Yunanistan modeli doğru okunmalıdır. Başkalarının hibeleri ile har vurup harman savuranlar öyle olabilir. Fakat ekonomileri büyüyen ülkelerde bunlar olmaz. Siyasal anlamda, ekonomik anlamda ve yargı anlamında herkesi dinlemen uzun ömürlü olmanı sağlar.

 
Toplam blog
: 35
: 1258
Kayıt tarihi
: 17.08.12
 
 

Türkiye meselelerine duyarlı, çeşitli alanlarda yazan ve araştırmayı seven bir eğitimci...T ..