Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '16

 
Kategori
İnançlar
 

Altın Ateşle, Kadın Altınla, Erkek Kadınla

Dünyada ve Türkiye’de halen geçerliliğini koruyan birden çok ideoloji olmasına rağmen ben ne yazık ki devlet ve toplum yapısında bu çok ideolojiye inananlardan değilim. İdeolojilerin dünya ve Türkiye’de yaşaması hayat bulması bir takım farklılıklar itibariyle birebir kopya edilmiştir. Ancak bölgesel, ırksal, yapısal hatta dini farklılıkların bu ideolojilere yaşama şansı vermektedir. Ataerkil bir aile yönetimi toplum tarafından benimsendiği yerlerde demokrasi nasıl ki anlamsız kalıyorsa dini yapılar da bazı ideolojilerin bazı toplumlarda tutunma, ayakta kalma konusundaki kaderini önemli ölçüde değişikliğe uğratmaktadır.

Türkiye mevzubahis olunca insanlar her ne kadar şuyum buyum şeklinde kendilerini niteleseler de aslında şartlar altında verdikleri tepkilere göre değerlendirmek gerektiğine inananlardanım. Yıllardan beri insanlarımız hakkında düşünürken birkaç gün önce karşılaştığım ve yüzünü görsem hatırlayamayacağım bir insan adaletten, iyilikten söz ettikten sonra aile çevresinden bir akrabasının KPSS’den 55 gibi bir not almasına rağmen tanıdıkları bir büyük zat tarafından işe yerleştirdiklerini söyledi. Aslında haksızlık yaptık. Bizim yakınımız olan kişiden eminim ki birçok insanın hakkını yedik, diye itirafta bulunuyordu. O halde bu insanların o ve bu şeklinde nitelemenin doğru olmadığını düşünmeye itti.

İnsanlar;

1-İmkânı, gücü olduğu halde başkasının hakkına tenezzül etmeyen, kendi haklarına razı olup, bu hususta mücadele edenler: Bu gruptaki insanlar gerçekten önemli bir aile terbiyesi ve kültür çerçevesinde yetişmiş asil insanlar. Böyle bir grup dünyada yönetimlere hâkim olsaydı, adalet olur, savaşlar gözyaşları dinebilirdi. Ancak bu tip insanların dünya üzerinde nesilleri kurumaya yüz tutmuş olduğundan olsa gerek, bu grubun dünya, Türkiye üzerinde hâkim olması oldukça görünüyor. Siyaset esasında kıvraklık gerektirdiği için bu kimseleri siyasetin içinde görmek pek fazla mümkün olmuyor. Yanlış yaptığında, hayatını gözünü kırpmadan feda edebilecek, Japon siyaset adamlarının bir kısmını andırıyor. Bu grubun çalışkan olmasının yanı sıra aykırı tipler de olması mümkündür. Kalabalıkların peşine takılmaktan ziyade doğru buldukları, doğru olduklarına inandıkları amaçlar peşinden gitmeleri daha olasıdır. Zeki oldukları kesinlikle söylenebilir. Neden, niçin, gibi temel sorulara cevap mantıklı bir cevap almadan kesinlikle harekete geçmezler. Çoğu zaman anlaşılamazlar. İşlerine gidip gelir, başkasının işlerine karışmazlar. Bu sınıf içinde akademik, siyasi, ticari olarak zirvede bulunan kimseler sistemin ülkelerin sigortalarıdır. Ortalarda görülmezler, reklamdan hoşlanmazlar. Binlerce aileye yardım etseler dahi adlarını kimse bilmez. Onlar da adlarının bilinmesini deşifre olmak istemezler.

2-İmkânı ve gücü olmadığı için başkasının hakkını, başkasına ait olanı almayanlar:Bu grup ise genel bir üretici sınıftır. Bu sınıfı hemen hemen her grubun içerisinde görebilirsiniz. Fabrikada işçi, tarlada çiftçi, çoban aslını özünü korumaya muvaffak olabilenler bir üst gruba terfi ederler. Aslını özünü kültürünü koruyamayanlar ise bir alt gruba terfi ederler. Güç sahibi olmadan, fikir sahibi görünmek kolaydır. Asıl imtihan ise, güç kişinin eline geçince ne yapacağında gizlidir. Güç eline geçince hayatı boyunca eleştirdiklerinin durumuna düşmek kişinin sonradan görme dinden dönme durumuna düşmesine neden olur. Tarih bu konuda çok fazla örneğe sahiptir. İyi örnekler dirayetli sabırlı, güçlü karakterli, prensip sahibi insanlar tarafından sağlanabilir.

3-Gücü ve imkânı olduğu için hakkın, haklılığın veya sıranın kendisinde olduğunu savunan başkalarının emeği ile geçinenler:Bu grup tüm toplumların üzerine basarak ilerleyen azınlık bir grup olmasına rağmen, mevcut dünya düzenini en iyi uygulayan gruptur. Bu kişiler her kılığa girebilir, toplumlarına karşı en ufak bir suçluluk duygusu hissetmezler. Hayatlarında bir gün dahi bedenen çalışmadıkları gibi, dünya üzerinde en iyi şartlarda yaşayan gruptur. İdeoloji bu gruplar için sadece araçtır. Grup üyelerinin gücü aralarındaki çok güçlü ilişkilerden gelir. Dünya üzerinde güçlü organizasyonlarla birbirlerine sıkı sıkıya kenetlenmiş dünya üzerindeki hâkimiyetleri için ant içmiş gruptur.  Nerede bir kan ve gözyaşı görülse, sebep onlardır. Ortalarda görünmezler, ateşi maşa kullanmak suretiyle devam ettirirler.

4-Fikir ve ideolojileri kendi amaçlarını gerçekleştirmek için kullananlar: Bu grup, birçok dini ve ideolojik yapılar içerisine sızmış avcılardır. Bir üst grup tarafından korunan, bir üst grupla birlikte çalışmak zorunda olan bu grup girdikleri her yerde en ateşli en hırslı grup olarak dikkati çekerler. Güç ellerine geçince bir anda savunmadıkları bir yaşantıya bürünür yaşantılarına geçerli kılıf uydurmaya çalışırlar.

5-Fikir ve ideolojilerden haberi olmaksızın hayatta kalmaya çalışanlar:Bu gruba fikirler atalarından miras kalmıştır. Fikirlerine sadık olarak yaşayıp aslında bir nevi hayatta kalmaya çalışırlar. Çok nadir olarak 1’inci ve 4’üncü gruba terfi etseler de genellikle statik durumlarını korurlar. Soru sormaktan kaçınmaları, soru sormaktan korkmaları öğretildiğinden aynı sınıf içerisine sabitlenmişlerdir. Bu durum onları son derece kullanışlı hale getirir.

Bana sorsalar hangi gruba aitsin diye sanırım ben ikinci gruba aidim derim. Çünkü elime asla ciddi bir karar verme gücü geçmedi. Yani ben büyükşehir belediye başkanı olsaydım şöyle yapardım diyebiliyorum ama o güç elime geçince ne yapacağım konusunda bir fikrim yok. Bu da aslında birçok insanın da temel çelişkisi. Ben olsaydım, ama ben değilim, şartlara vakıf değilim. Bir atasözü var; Sanırım bu atasözü Amerikan atasözü olsa gerek. Atasözü; “Altını ateşle, kadını altınla, erkeği kadınla imtihan edilir” Şahsen ben henüz o imtihana girmedim. Şahsi olarak fikrimse; fikir diye bize kabul ettirilenler, ikna edildiklerimizdir. Gerçekte her fikir daha güzel bir fikirle çöp olacaktır. Geçmişte olduğu gibi. Aynı zamanda mazlumların duasının en az âlimlerin duası kadar güçlü olduğuna inananlardanım. Bir mazluma zulmetmek, bedduasını almak bu dünyada işlenebilecek en büyük günahlardan biri olmalıdır. İnsanoğluna borçlu olmaktansa alacaklı olmayı tercih ederim…

Sınav edilmeyen insana not vermek benim yapmak istediğim birşey kesinlikle olmamasına rağmen, böyle bir yazı yazsam da, bu yazı üzerindeki fikirlerim  eminim zamanla birlikte değişecektir.  

Bir başka nokta da aşağı yukarı tüm toplumlar aynıdır ve bir şekilde birbirlerine benzer. Kimilerinde 1. grup baskındır, huzur bulur, kimi ülkelerde 4. grup baskındır bu durumda ise huzuru ara ki, bulasın. Toplumların alt kısmındaki aynı kaderi paylaşan insanların birbirine düşman, üst sınıfların ise birbirlerini yakından tanımları, ticari, kültürel ilişkilerinin onları dost yapar. Alt sınıflar aynı kaderi paylaşırken, üst sınıflar da aynı kaderi paylaşmaya çalışır.

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..