Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Anayasa değişikliğine referandum

Anayasa değişikliğine referandum
 

alıntı


Anayasa Mahkemesi şekilden esasa doğru inceleme yaptığını bildirmekle yapılan değişikliklerin Anayasa'nın değiştirilemez ilkesel maddelerine aykırı olmadığını da bir bakıma beyan etmiş olmaktadır. Ancak, karardan ne "muhalefet birliği" ne iktidar memnun oldu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa değişikliği paketinin bazı maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davada, paketin tamamının şekil yönünden iptali konusundaki iddiaların reddedildiğini açıkladı.

Kılıç, esasa ilişkin denetimleri sonucunda Anayasa Mahkemesi'nin ve HSYK (Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu) yapısına ilişkin maddelerde üye seçimine ilişkin "Her üyenin ancak bir aday için oy kullanabileceği" ibareleri iptal edilmiştir." dedi. Yine kanunun 22. maddesi ile Anayasa'nın 159. maddesine yapılan düzenlemenin 3. fıkrasında yer alan 'Sayın Cumhurbaşkanı'nın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na atayacağı üyelerin belli sayıda iktisat ve siyasal bilim dallarıyla, üst kademe yöneticilerinden olacağına ilişkin ibare iptal edilmiştir. Bu demektir ki Anayasa Mahkemesi ve HSYK'ya Cumhurbaşkanı'nın seçeceği üyelerin hukuk adamı olması zorunluluğu devam ediyor. Hukuk dışından bir bürokrat veya öğretim üyesi, bu üyeliklere seçilemeyecek.

Değişiklik paketinin özüne dokunulmadığı halde mahkemenin iki cümlelik ifadeyi çıkartmış olmasını ikitidar Parlamento'nun yetkisini gasp olarak yorumlamıştır. Bence bir yetki gaspı yoktur; gerçekte bir yetki aşımından sözedilebilir. Ancak, Mahkeme'nin yapmış olduğu cümle iptalleri her ne kadar doğru sayılabilse de, bu tutum Parlamento'nun çıkardığı yasaların Anayasa Mahkemesi tarafından incelenip düzeltildikten sonra geçerli olabileceğini sandıran bir içtihadı pekiştirmiştir. Demokrasilerde çare tükenmez. Kanunları geri çevirme, veto etme ve onaylama yetkisini Cumhurbaşkanı'ndan alıp Anayasa Mahkemesi'ne vermelidir. O zaman bu "yetki gaspı" tartışması da son bulur; tabi Anayasa Mahkemesi "esastan" inceleme yaparak kendi yetkisini reddetmezse...

Muhalefet de ağız birliğiyle kararın yargıyı hükümetin vesayetine sokacak ortamı pekiştirdiğini iddia etmektedir. Okuyup anlayabildiğim kadarıyla eskisinden farklı bir durum oluşmuş değildir; aksine yüksek yargı kurumlarının üye sayısı çeşitlendirilip artırılarak ve hukuk sistematiğinin tabanına da seçme seçilme hakkı tanınmasıyla siyasi vesayet zora sokulmuştur.Savcı ve hakimleri soruşturma ve inceleme yetkisinin Adalet Bakanlığı'nın doğrudan tasarrufu olmaktan çıkarılarak, ilgili HSYK dairesinin raporu ve teklifiyle başlatılıp kurul müfettişlerince ya da soruşturma ve incelemeye çekilenden daha kıdemli bir savcı veya hakim eliyle yapılacak olması da bu zorluğu güçlendirmiştir.

Ayrıca bu kurumların üyeleri değişebilecek hükümetlerle birlikte yenilenmiyor. Onların hem seçilme biçimleri hem de üyelik süreleri hükümetlerin gelip gitmesinden bağımsız işletilmekte. Zaten bu kurumlara üye seçiminde hükümete yetki verilmiş de değildir. Eskiden olduğu gibi yetki daha çok Cumhurbaşkanlığı'nda. Tek fark sayısal artıştır. Eh artık Cumhurbaşkanı da halk tarafından seçileceğine göre bu kurumların siyasi vesayet altına girmesi eskisinden daha zor olmaz mı?

Anayasa Mahkemesi kararının doğru-yanlış, iyi-kötü olduğunu akademik ortam dışında tartışmak aslında bir yanda havanda davul tozu dövmek öte yanda minare gölgesine çıkıp ezan okumak kadar faydasız bir gevezeliktir. Referandum yapılacağına göre şimdi bakılması gereken şey yeni düzenlemenin eskisinden daha ileri olup olmadığıdır. Ayrıca unutulmamalı ki değişiklikler sadece Anayasa ve HSYK kurumunun yapısından ibaret de değildir. İyi düşünüp öyle oylamak gerekir; çünkü bizde siyasi yaygara geleneği çoğu zaman milletin geleceğini değil mensup olduğu partinin geleceğini umursar. BDP dahil tüm muhalefetin değişiklilklere karşı çıkmasını ben millet çıkarını kollamalarına bağlayacak kadar saf olamıyorum. Bence yaklaşan genel seçimlere siyasi yatırım yapmaktalar. Maksat AKP iktidarını gözden düşürmektir. Bu niyetlerini de referandumu hükümete bir "güvensizlik" oylamasının fırsatı olarak gördüklerini açıkça söylemekle belli etmektedirler. Oylamadan "hayır" çıkarsa seçime az kala bunun AKP cephesinde yaratacağı moral çöküntüden faydalanmayı hesaplıyorlar. Oysa bu referandumun hükümete güven oyu sayılabilmesinin teknik olarak geçerliliği yoktur. Çünkü kimin hükümete kimin Anayasa Değişiklik Paketi'ne oy verdiğini ayrıştırmak olası değildir.

Varsayalım ki referandumda oyların yüzde altmışı "hayır" çıktı. Bu sonuç yüzde kırk ile tek başına iktidar olunan bir demokratik sistem içinde hükümete güvensizlik oyu sayılabilir mi? Belki yüzde 30 altında bir "evet" çıkarsa siyasi yaygarayla bu sonuç hükümete güvensizlik nedeni sayılabilir. Siyasi yaygara zorlamasıyla bu sonuca gidilebilir diyorum, çünkü bu yüzde yetmişlik olası "hayır" oyunun referandumun konusu olan Anayasa Değişiklik Paketi'ne verilmediğinin kanıtı sadece siyasi çıkarları tatmin edici yorumdan ibarettir. Seçmen oy pusulasına "ben hükümeti" oyluyorum diye not mu bırakmıştır ki birisi çıkıp da, "efendim seçmen aslında hükümete güvensizlik oyu vermiştir" tespitini yapabilecektir? İktidar bu referandumu kendisi bir güven oylaması olarak görmedikçe, varsayımlı bir "hayır" sonucu ancak iktidarın bir tasarısına halkın reddi sayılabilir. Tersi durumdaysa, referandumdan "evet" çıkması halinde hangi muhalefet bu sonucu muhalefete güvensizlik oyu sayacaktır peki?

Her şeye rağmen elimizin altında eski ile yeniyi karşılaştırma olanağı veren bir metin var. Bunu okuyup kendi seçim kararımızı vermek en doğrusudur. 1982 Anayasası'na hiç okuyup araştırmadan "evet" oyu vermiştim. Gerçi o günlerde bu denli bilişim paylaşımı kolaylığı yoktu; her şeye yazılı basının ve resmî radyo-televizyon yayınalrının sunduğu kadardı; bu yüzden kendimi çok da kusurlu bulmuyorum. Bu sefer bilgi paylaşım teknolojisinin sunumlarından yararlanıp eski ve yeni metinlerin karşılaştırmasını yapabildim. Oy vermesek bile değişiklik metinlerini okumak en azından propaganda döneminde ne dendiğini ya da denmek istendiğini anlamayı kolaylaştıracaktır. Koca koca adamların çıkıp çıkıp bu değişikliklerin TC Devleti'nin temellerine dinamit yerleştirdiğini hangi değişikliğe dayanarak iddia ettiğini elimin altındaki metinden takip ederek siyasi bilincimi bilgi kirliiğinden kurtarabilirim diye düşündüm.

Her demokratik toplum seçmenin kullandığı oya önceden bilgilendirdiği aklının onay mührünü vurmasıyla yücelir.

Bence hiç kimseyi ve hiçbir siyasi partiyi iplemeden kendi aklımızın algılama yetisine güvenerek karar vermeliyiz. Aşağıya geçici maddeleri dışında kalan tüm değişikliklerin son halini ekledim. Bunu yeterli bulmayana arzu ederse Değişiklik Paketi'nin 1982 Anayasası metinleriyle karşılaştırmalı dosyasını da gönderebilirim.

Saygılar selamlar

Muharrem Soyek

İŞTE EFERANDUM KONUSU OLAN ANAYASA DEĞİŞİKLİK METNİNİN ANAYASA MAHKEMESİ SINAVINDAN GEÇMİŞ HALİ:

(Yenileme eklentilerini çift yıldızla işaretledim, çünkü bazan kalın yazı seçimi çıkmayabiliyor)

X. Kanun önünde eşitlik

2010 Değişiklik Teklifi

MADDE 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

**Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunması gerekenler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz.**

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

***

A. Özel hayatın gizliliği

MADDE 20 – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Üçüncü cümle mülga: 3/10/2001-4709/5 md.) 3/10/2001-4709/5 md.)

(Değişik: 3/10/2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

**Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.**

***

V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti

MADDE 23 – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç islenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç islenmesini önlemek amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.

**Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, *ancak suç* soruşturması veya kovuşturması sebebiyle *hâkim kararına bağlı olarak* sınırlanabilir.**

Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.

***

I. Ailenin korunması ve çocuk hakları

MADDE 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.

**Her çocuk, yeterli himaye ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.

Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.**

***

A. Toplu iş sözleşmesi hakkı

YENİSİ

A. Toplu iş sözleşmesi **ve toplu sözleşme hakkı**

MADDE 53. –İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.

Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir.

Aynı işyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz

**Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler.

Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Uzlaştırma Kuruluna başvurabilir. Uzlaştırma Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.

Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, Uzlaştırma Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.**

***

B. Siyasî Partilerin Uyacakları Esaslar (REDDEDİLDİ)

(Parti kapatmayı da düzenleyen bu madde TBMM oylamasında reddedildi. Dolayısıyla referandum konusu olmaktan çıktı. Parti kapatmayı zorlaştırıcı hükümler getiriliyor, parti kapatma davası açılması TBMM`nin iznine bağlanması öngörülüyordu.)

***

VII. Dilekçe hakkı

VII. Dilekçe, **bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma** hakkı
MADDE 74 – Vatandaşlar (Ek ibare:3/10/2001-4709/26 md.) ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.

Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, (Ek ibare:3/10/20014709/ 26 md.) gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.

**Herkes bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.
Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.

Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiligi Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.**

***

5. Milletvekilliğinin düşmesi

MADDE 84. – (Degisik: 23.7.1995 -4121/9 md.) İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır.

Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.
82 nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir.

Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.

**( Eski metindeki son fıkra yürürlükten kaldırılmaktadır. )**

Bu metin şöyleydi:

(Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal yerine getirip Genel Kurula bilgi sunar.)

***

B. Başkanlık Divanı

Madde 94. – Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Kâtip Üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur. Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi **iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder.**

(Değişik: 3.10.2001-4709/30 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir.

Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur.
Başkan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, beş gün içinde tamamlanır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekillerinin, Kâtip Üyelerinin ve İdare Amirlerinin adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri, Meclis içtüzüğünde belirlenir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.

***

B. Yargı Yolu

Madde 125: İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Ek hükümler: 13/08/1999 -4446/2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.

Cumhurbaşkanı’nın tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır.

** Ancak, Yüksek Askeri Şuranın Silahlı Kuvvetlerden her türlü ilişik kesme kararlarına karsı yargı yolu açıktır.**

İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.

Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı **olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.** Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.

İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Kanun, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halinde ayrıca milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir.

İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.

***

1. Genel ilkeler

MADDE 128. – Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. **Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır. **

Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.

***

2. Görev ve Sorumlulukları, Disiplin Kovuşturulmasında Güvence
Madde 129 -Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.

Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.

Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında isledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır.

***

**(G. Hâkim ve savcıların denetimi) başlığı (G. Adalet hizmetlerinin denetimi) olarak değiştirildi

MADDE 144- **Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’nca denetimi, adalet müfettişleri eliyle yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.**

***

H. Askerî yargı

MADDE 145- Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. **Bu mahkemeler; asker kişilerin, sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri askerî suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.

Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.
Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz.**

Askerî mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.

Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

***

A. Anayasa Mahkemesi

1. Kuruluşu

MADDE 146. – Anayasa Mahkemesi **on yedi** üyeden kurulur.

**Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının avukatlar arasından gösterecekleri üçer aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; beş üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar veya Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.

Yargıtay, Danıştay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarından, Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde, her boş üyelik için, en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro başkanlarının avukatlar arasından gösterecekleri üç aday için yapılacak seçimde en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.

Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırk beş yaşın doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış olması şarttır.

Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve üç daire başkanı seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.**

Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev alamazlar.

2. **Üyelerin görev süresi ve** üyeliğin sona ermesi

MADDE 147- **Anayasa Mahkemesi üyeleri on iki yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez.** Anayasa Mahkemesi üyeleri altmış beş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar. **Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir.**

Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de, Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.

3. Görev ve yetkileri

MADDE 148. – Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler **ve anayasa şikayeti başvurularını karara bağlar.** Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.

Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanı’nca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez.

**Herkes, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki anayasal hak ve özgürlüklerden birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla ve kanun yollarının tüketilmiş olması şartıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir.

Anayasa şikâyetinde kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.

Anayasa şikâyetine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.**

Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı’nı, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıstay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcı Vekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.

Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcı Vekili yapar.

**Yüce Divan kararlarına karşı Yüce Divan kararlarına yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.**

Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.

4. Çalışma ve yargılama usulü

MADDE 149. – **Anayasa Mahkemesi, üç daire ve Genel Kurul halinde çalışır. Daireler, daire başkanının başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme Başkanı’nın başkanlığında en az on dört üye ile toplanır. Daireler ve Genel Kurul kararlarını salt çoğunlukla alır. Anayasa şikâyetlerinin kabul edilebilirlik incelemesi için ön komisyonlar oluşturulabilir.

Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurulara, iptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır.
Anayasa değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için üye tamsayısının üçte iki oy çokluğu şarttır.**

Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır.

**Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, Genel Kurul ve dairelerin yargılama usulleri kanunla; Mahkemenin çalışma esasları, daire ve komisyonların oluşumu ve işbölümü kendi yapacağı içtüzükle düzenlenir.**

Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. **Ancak, anayasa şikayeti başvurularında duruşma yapılmasına karar verilebilir.**

**Mahkeme ayrıca**
gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir (Ek ibare: 23.7.1995-4121/14 md.) ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ndan sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.

***

D. Askerî Yargıtay

MADDE 156 – Askerî Yargıtay, askerî mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Ayrıca, asker kişilerin kanunla gösterilen belli davalarına ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.

Askerî Yargıtay üyeleri birinci sınıf askerî hâkimler arasından Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tam sayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla her boş yer için göstereceği üçer aday içinden Cumhurbaşkanı’nca seçilir.

Askerî Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı ve daire başkanları Askerî Yargıtay üyeleri arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.

Askerî Yargıtay’ın kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük isleri, mahkemelerin bağımsızlığı **ve** hâkimlik teminatı **esaslarına** göre kanunla düzenlenir.

***

III. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu

MADDE 159- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.

**Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarı ile birlikte yirmi iki asıl ve on iki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yüksek öğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanı’nca; üç asıl ve iki yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca; iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca; bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından; yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca; üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir.

Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.

Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır.

Yargıtay ve Danıştay genel kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul üyeliği için en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilir.

Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli oyla yapılır.

Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar.

Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekili olarak belirlediği daire başkanına devredebilir.**

Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.

**Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç isleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı’nın oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.**

Kurulun **meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki** kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

**Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.**

Adalet Bakanlığı’nın merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar **ile adalet müfettişlerini**, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanı’na aittir.

**Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.**

*** ***

GEÇİCİ MADDE 15. (1982 Anayasası)

12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisi’nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.

Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
(Son fıkra mülga: 3.10.2001-4709/34 md.)

2010 Anayasa Değişiklik teklifinde GEÇİCİ MADDE 15 yürürlükten kaldırılmıştır.

***

SON MADDE - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna
sunulması halinde tümüyle oylanır.

***

Ek bilgi ve yorum bağlantısı: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=255343

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=255650

***

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..