Ankara'da sular akmıyor

Türkiye'nin başkenti... Nüfus 5 milyonu aşkın. Yıl MS 2007. Mevcut lokasyonda yaşamını sürdüren bilmem kaçıncı medeniyet. Suyla tarih boyunca alakası olmayan bu kent, tarihinde ilk defa susuzluk sorunu yaşıyor. Nerden mi biliyoruz? Her medeniyet suyla ilgili ciddi yatırımlar yapmış şehre. Zorunluluktan değil, keyfiyetten. En büyük örneği devasa Roma Hamamı.

Üstelik halkıyla dalga geçen bir belediye başkanı sürekli çalışıyor... "Ananın yanına git, " e anam burdaysa? Ananı da al git... Haydaaaaaaa nereye? Ya öl ya terk et mi oldu şimdi...

Her gün yıkanmayın kardeşim. E Melih Bey, çare bu mudur? Su yok kardeşim, napalım Allah öyle bir afet verdi ki... Melih Bey, afetin adı İ. Melih Gökçek olmasın... Yok yok kuraklık...

Tarihte ilk defa yaşanmıyor; ama sonuçları belki de ilk defa bu kadar vahim. Belediye başkanı sinirli sorulara cevap veriyor.

Sayın Gökçek, millete biraz saygıya davet ediyorum sizi... Belediye başkanı olup milletin de sahibi olunmuyor.

Her şeye bir cevabı var Melih Bey'in ama bu cevapların hiçbiri bilimsel değil. Kendi yandaşları ne yorum yapmış onu anlatıyor. Ankara on beş yıldır böyle yönetiliyorsa bu sonuç da son derece doğal.

Çeşmeler değil caddeler akıyor. Borular patladı, yapıldı... Su kesintisiyle yapılacak tasarrufun (!) iki katı suyu sokaklara döktük.

Sonuç olarak Melih Bey, hiçbir ihmali kabul etmiyorsunuz da bari krizi iyi yönetemediğinizi kabul edin.