Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '15

 
Kategori
Güncel
 

Asker olmak ve Askeri anlamak

Asker olmak ve Askeri anlamak
 

Bizim ülkemizde özellikle de Anadolu' da, erkek çocukları en çok subay olmak ister.

Harp Okulu' nu kazandığında gurur duyar ailesi.

Anne babalar, çocuklarını askere, davul, zurnayla uğurlar.

Oğlunun yemin töreninde orada olmak ister.

Üstünde üniformasıyla gördüğünde gözleri dolar.

Askerliğini yapmayana kız verilmez.

Vatan borcunu yerine getirmek, kutsal bir görevdir.

Asker olmak, hele de subay olmak, vatanını, milletini sevmek ve bunları koruma arzu ve ülküsüne sahip olmaktır.

İstek, inanç ve cesaretle olur.

Bedellisi olmaz. 

Bayrak ve vatanın korunması için gerektiğinde canıyla, kanıyla bedel ödemekle olur.

Askerlik vazifesinden kaçmak, oğlunu, kardeşini kaçırmak yoktur.

Benim çocukluğum, benim gibi asker çocuğu olan diğer arkadaşlarım  gibi Türkiye' nin dört bir yanından gelmiş gencecik askerlerle birlikte, onlarla iç içe geçti.

" Asker abi " diye seslenirdik onlara. Gerçekten de öz ağabey gibiydiler bizim için. Konuştuğumuz, şakalaştığımız, yardım istediğimiz, güven hissettiğimiz bizim ağabeylerimiz.

Babası asker olan çocuklar, çok yer değiştirirler. Farklı şehirler, farklı okullar, farklı insanlar... Bu yüzden memleketin doğusundan, batısından pek çok arkadaşları, yaşanmışlıkları, kankaları vardır. Vatanın her yeri memlekettir.

Doğduğu, yaşadığı, memleketim dediği yerden o güne kadar hiç çıkmamış delikanlıların, vatanın değişik yerlerine gittikleri asker ocaklarında, birbirleriyle kaynaşmaları, yıllar süren arkadaşlıkları, anlata anlata bitiremedikleri askerlik anıları da böyledir işte.

Askerlik, Türkiye'nin dört bir yanındaki insanların kardeş olduklarını hatırlatan, birbirlerinin hayatlarına dokunduran,insanı insana tanıtan, herkesin hayatının ve hayallerinin ne kadar değerli olduğunu öğreten, ortak amaçlar, ortak sorumluluklar etrafında birleştiren bir öğrenme sürecidir.

İki gündür kendisi gibi asker olan kardeşini şehit veren yarbayı konuşuyor Türkiye.

O yarbayı, ölen askerleri ve ailelerini anlamak için empati kurmak gerek.

O yarbayın hissettikleri;  isyanı, sadece kendi kardeşinin acısı değil, bugüne kadar tanık olduğu diğer asker hayatlarının, anılarının da yok oluşuna hissettiği acıdır.

Silah arkadaşlarına, mahiyetindeki askerlere, ona " komutanım" diyen gencecik çocuklara ve kendisi gibi aynı acıları yaşayan binlerce aileye karşı hissettiği sorumluluğun, cesaretinin ve vicdanının sesidir.

Kendi canının, kanının cenazesinde siyaset yaptığını söyleyen, eleştiren ses de vicdansızlığın, korkaklığın sesidir. 

 Maalesef...

 

 

 
Toplam blog
: 115
: 830
Kayıt tarihi
: 18.11.12
 
 

1967 yılında İstanbul'da doğdum.Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden 1988 yılınd..