Baba ve Oğul Fikir Tartışması

Ciddi öfkelenmiştim. Oğlum Sonalp inşaat mühendisliğine yeni kayıt yaptırdı. Kendi halinde sessiz bir çocuktu.Vaktinin çoğunu bilgisayar ve cep telefonu oyunlarında geçirirdi. Benimle fazla konuşmazdı. Hemen hemen her isteğini yerine getirdim. Evin salonında bilgisayarın başındaydı. Odada annesi de vardı. Sohbet siyasi konulara kaydı. Daha çok annesiyle konuştuğu için annesi; 'Sonalp Türkçü olmuş' dedi.İşte burda aramızda tartışma başladı. MHP'li misin dedim. Hayır dedi. Hangi partiyi savunuyorsun dedim. Hiç bir partiyi savunmuyorum dedi. CHP de PKK lılar var dedi. İmamoğlu'nu beğenmiyorum dedi. Kaftancıoğlu teröristleri savunuyor dedi. Annesi ve ben Atatürkçü olduğumuzu söyledik. Atatürk de Türkçü dedi. Burjuva ne demek diye sordum. Bilmiyorum dedi. Bir iki kitap okudu 18 yaşına kadar. Bu bilgilere nerden ulaştın diye sordum. İnternetten dedi. Çalışma masasında aylarca Nihal Atsız'ın 'Deli Kurt' adlı romanı duruyor, okumuyor da.

Nereleri okuyorsun diye sıkıştırdığımda 'Genç Atsızlar' dedi. Şaşırmıştım, hiç duymamıştım. Ses tonumu da yükselttim, faşizmin kötü olduğunu anlattım. Faşist değilim, hümanist de değilim dedi. Demokrasiyi de beğenmediğini söyledi, nasıl bir yönetim istiyorsun, padişahlık mı dedim. Cevap veremedi. Yıllardır oğlumu tanımamışım. Kendi çalışma odama geçtim. Bilgisayarımı açtım, kim bu 'Genç Atsızlar' diye araştırdım. Ekşi sözlük tiye almış. Başka bir bilgide Ötüken Dergisi etrafında toplanmışlar, sosyal medyada örgütlüymüşler.

Öfkeyle odaya döndüm. 'Eğer İstanbul'da bu gruba katıldığını öğrenirsem paranı keserim, okul hayatın biter dedim.

Sosyal demokrasiyi savunan Atatürkçü bir babayım. Fikirleri baskıyla değiştiremeyiz ama ben de fikirlerimi açıklarım. Gerisi kendisinin bileceği iş.