Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Balgamcı Frank Rijkaard!

Balgamcı Frank Rijkaard!
 

Evet, şimdilerde Barcelona’ nın antrenörü olan Hollandalı’dan söz ediyorum.

1990’ da İtalya’da, Dünya Kupası maçında önünde yürüyen Alman rakibi Woeller’ in saçına arkadan tükürmüş ve çıkan tartışmada Woeller’ in hakemden haksız yere sarı kart görmesine neden olmuştu ve bu olay kameralardan kurtulamamıştı.

Bu olaydan üç yıl kadar sonra bir tatil köyünde Hollandalılarla arkadaşlığımız olmuştu. Onlarla Futbol muhabbeti yaparken söz Rijkaard’ a gelmiş ve biz de kendisi ile ilgili olumsuz düşüncemizi söyleyince nedenini merak etmişler ve biz de bu olayı hatırlatmıştık.

Hollandalı arkadaşlar biraz da utanarak bu tükürüğün nasıl onun ve Hollanda’ nın üzerine yapıştığını belirtmişlerdi ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala hatırlanması nedeniyle hayretlerini vurgulamışlardı. Rijkaard çok yetenekli bir futbolcuydu ve futboluyla izleyicide yüzlerce olumlu enstantane bırakması gerekirdi ama hayır; bir çirkin hareket yıllarca adıyla birlikte hatırlandı.

Böyle basit ama çarpıcı anekdotlar sadece onu yaşayanları değil, mensup oldukları ulusların bile imajını öylesine etkiliyor ki bunun silinmesi veya unutulması yıllar alıyor.

Bu nedenle geçen yıl yaşadığımız “ şu İsviçrelileri yenemedik ama dövelim bari ” felaketi haksız bile olsa maalesef “ agresif ve saldırgan Türkler ” yaftası olarak boynumuza asıldı ve bunu bir süre daha taşıyacağız. Bunun imajımızdaki kötü etkisi maalesef “ maçlarımızı seyircisiz oynayarak ” silinecek gibi değil.

Ülkelerin de bireyler gibi imaj ve prestijleri var ve bu imaj ne kadar olumsuz olursa o ülkenin uluslar arası toplumdaki ilişkileri de o kadar zor oluyor. Ülkemiz ise bu konuda çok becerikli değil ve yaşadığımız sorunların temellerinde de bu kötü imajın etkisi olduğu kesin.

Mısır’ ın 1990’ larda yaşadığı turizm patlamasının altında, imaj kampanyasında yayınlattığı ve konusu “ Mısır tarihi, firavunlar, piramitler ” olan bir seri yayının olduğu söylenir. Bu, “ merak ” oluşturmaya yönelik bir kampanyaydı ve başarılı da oldu.

Bizim yurt dışındaki resmi temsilcilerimizden bir beklentimiz yok. Bunun yerine Tugay gibi yıllarca istikrarla görevini yapan profesyonellere ihtiyacımız var; penaltı kaçıran rakibi taciz eden Alpay gibi agresif ve saldırgan sinir küplerine değil.

Tüm sempatikliğine rağmen, rakip takımdaki zenci futbolcuya ırkçı hakaret veya taciz yaptığı iddia edilip hakkında İngiltere’de soruşturma açılan Emre de bir çuval inciri berbat etti.

Bu misyonerlerle özel olarak ilgilenmeli ve onlara imaj düzeltici eylemler konusunda destek ve yardım verilmeli. Mesela, ne bileyim, yurt dışında göz önünde olan sanatçı ve sporcularımızın hayır ve yardım kampanyalarına katılması sağlanabilir.

Bir tükürükle bir ulus tükürükçü olmaz ama iki – üç kötü örnek üst üste gelirse bunun sonucunda oluşan olumsuz imajın bir peşin yargıya dönüşmesi çok kolay.

Bu açıdan bakılırsa Orhan Pamuk’un aldığı Nobel Edebiyat Ödülü’nün önemi daha iyi anlaşılır. Bizim onu sevip sevmememiz çok önemli değil, bu örnekleri arttırmalıyız.

 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..