Başbakan'ın çocuklarının ortak olduğu pırlanta şirketi ne kadar kar etmiş?

Son günlerin gündem maddesi, Başbakan ve Ekrem Tosun ilişkisi oldu.
Başbakan “tanımıyorum” dedi.
Olmadık bir noktadan hukuklarının var olduğu ortaya çıktı.
Başbakan’ın çocukları bir şirkete ortakmış ve bu şirketin mali müşaviriymiş Ekrem Tosun denen şahsiyet.
Şirketin Anonim Şirket olması sebebi ile her yıl Genel Kurul yapmak gibi bir zorunluluğu vardır ve bu Genel Kurullarda Ekrem Tosun Başbakan’ın çocuklarını vekâleten temsil etmiş.
Garip bir durum yok.
Kaldıki bu gibi Genel Kurulların yapılmasının amacı, gerekli yasal prosüdürlerin yerine getirilmesi üzerinedir ve içeriksel anlamda çok fazla bir anlam taşıdığını söyleyemem.
Oysa Başbakan, Ekrem Tosun denen ismi tanımadığını söylemişti.
Önemli değil.
Tanımayabilir.

Biz gelelim bu konudaki dikkat çekici noktaya.

Cihan Kamer denen kuyumcu zat ve diğer bir deyişle iş adamı, bahsi geçen şirketin bilanço kârı hakkında bir şeyler söyledi.
Şirket topu topu 30 bin tl kâr etmiş.
Vergisini ödemiş.
İlk bakışta garip bir durum olmadığı saptamasını yapabiliriz.
Ama durum vaziyet bu değildir.

Biliyoruzki kuyum ve pırlanta sektörü, maalesef, ülkemizde kayıt dışı hareketlerin en yoğun olarak yaşandığı alanlardır.
Siz hiçbir kuyumcunun ciddiye alınacak bir vergi ödediğine tanık oldunuz mu?
Şahsen ben olmadım.
Yıllardır muhasebe ve mali müşavirlik mesleğinin içerisinde olan ben, deri, kuyum ve saraciye alanlarında faaliyet gösterenlerin ya zarar beyan ettiklerine tanık olmuşumdur veyahut cüzi bir kâr beyanı yaptıklarına şahit olmuşumdur.
Maliyede maalesef bu durumun farkındadır.
Ama bu sektörlerin üzerine gitmez maliye.
Sorgulamaz.

Altın dendiğinde ilk aklımıza gelen yer Kapalıçarşı’dır.
Kapalıçarşı’ya günde ne kadar altın kaçak olarak girmektedir?
Bilen var mı?
Ve kaçak altın piyasasını kimler elinde tutar?
Bu konuda “Behçet Cantürk’ün Anıları” isimli Soner Yalçın’a ait olan kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Kaçak olarak piyasaya sürülen altınlar son tüketiciye kadar kayıt dışı olarak bir dönem Kapalıçarşı piyasasında işlem gördü.
Bu sebepten ötürü altın piyasası, insan aklının hafızasını almayacak düzeyde büyük bir ekonomiye neden oldu, ama bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin hiç biriside malumunuz, zerre kadar vergi ödemedi.
Kuşkusuz, vergisel boyutta bu alanı cazip bir sektör olarak gören birçok insan hemen sektörün içerisine dalmaya başladı.
Kısa zamanda, vergi ödemeden ve kayıt dışı bir şekilde inanılmaz kârlar elde ettiler.
Halende bu durum devam etmektedir.
Özelikle turizm sektöründe faaliyet gösteren birçok kuyum Shoop’larının zerre kadar vergi ödemediği alenen ortadadır.
Ekonomiye bir para giriyor ama bu para kayıtlı değil.
Bu gün Antalya turizminin en büyük gelir kaynağı oda satışları değildir.
Kuyum alış verişleridir.
Ve hatırı sayılı düzeyde paralar kuyum sektöründe kendisini gösterir.
Örneğin.
15 günlük her şey dahil bir konaklama için bir turist 1500 dolar para ödüyor ama, aynı turist bir pırlanta alış verişinde 50 bin doları rahatlıkla ilgili mağazanın kasasına bırakabiliyor.
Geçtiğimiz yıl şahid oldum.
Bir pırlanta alış verişinde mağazanın kasasına giren para tam 300 bin dolardı.
Bu gibi alış verişlerden acentelerde komisyonlarını alır.
Ve acentaların en önemli gelir kaynağı halini almıştır bu komisyonlar.
Ve yine biliyoruzki dönem dönem acentalar, sadece turist getirebilmek adına oda satışlarını zararına yapmaktadır.
Oda satışını zararına yapan bir acenta, ciddi bir kuyum alış verişinde bu zararı kat be kat fazlası ile kurtarır.

Yukarıdaki açıklamalarımızın ışığından hareketle, Cihan Kamer ve Başbakan’ın çocuklarının ortak olduğu şirketin bilanço kârı 30 bin Türk Lirasıymış.
Külahıma anlatsınlar.