Basında ne ahlak ne de etik kalmadı!

Basınımızın aynı olaylara verdiği farklı tepkiler her zaman tartışma konusu haline geldi ya da getirildi.

İstanbul’da eğlence mekânlarında peşi sıra meydana gelen cinayetlerle beraber gözler gece hayatının derinliklerine çevrildi.

Harbiye’deki Love Bar’ı işleten Engin Temel’in esrarengiz bir biçimde evinin girişinde öldürülmesi ardından yazılan çizilenler de basınımızın verdiği tepki farklılıklarını bir kez daha hissettirdi.

Doğan Medya Grubu’na bağlı gazetelerden Hürriyet, Milliyet, Posta ve Radikal benzer klişeleşmiş cümlelerle haberi okuyucularına yansıtırken; Zaman, Yeni Şafak gibi gazetelerde haberin bir cümlesi bile geçmedi.

Zaman ve Yeni Şafak’ın çizgisi sebebiyle cinayetin ardında yatan bazı sebeplerden dolayı yayınlamadıkları söylendi durdu. Hedef kitlesi muhafazakârlar olan gazete böyle bir olayı aktaramazdı.

Öte yandan Hürriyet, Milliyet ve Radikal gibi gazeteler öncelikle internet sitelerinde yayınladıkları birebir haberlerinin içerisine “Eşcinsel bar işletmecisi” tanımını yerleştirdiler.

Eleştirilerde bunun arkasından patladı haliyle.

Engin Temel’in babasının emekli olduğu kurumdan annesinin elişlerine kadar gereksiz ayrıntılarla bezeli haberde Temel’in babasının “oğlunun kız sevdasından” şikâyetçi olduğuna dair cümlelerde eksik edilmedi.

Olayın patlak verdiği gün İstanbul’daydım. Genel olarak büyük bir çoğunluk olayın farkındaydı. Dikkat çekmek istediğim noktada basınımızın olaylara bakış açıları yer alıyor.

Gencecik bir insanın cinayete kurban gitmesi çok doğal bir biçimde haber niteliği taşırken; sulandırılmış formatta magazinleştirilerek aktarılan haber tam anlamıyla bir saygısızlığı beraberinde getiriyor.

Engin Temel’in çıplak fotoğraflarına kadar yayınlamayı başaranlara ne demeli?

Nasıl bir ahlak ve etik anlayışıdır?

Ülkemizde gazetecilik ve medya sektörü her geçen gün utanç dolu günlere doğru yelken açıyor. Araştırmacı, bilinçlendirici, halkı aydınlatmaya yönelik haber servis etme dönemi kapanalı çok oluyor.

Olayların iç yüzüyle ilgilenip, gerçeklerin bulunmasına yardımcı olmak varken, tüketime yönelik bir şeyler ortaya koymak hep cazip hep daha kolay oluyor sanırım…

Bu ülkede ölenin vay haline!

Engin Temel’i haince vuranların bir an önce yakalanması temennisiyle; yazıklar olsun!

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

abtokmakoglu@gmail.com