Batı ve Gerçekler...

Yeni Zelanda’da meydana gelen terör saldırısı…

Aydınlarımızın ve elleri kalem tutan düşünürlerin dikkatini, dünyada meydana gelen değişimlere çevirdi.

Ülkemiz, kurulduğundan bu yana yönünü, çağdaş Avrupa değerlerine ve bu kıtaya dönmüştür.

Tabii burada herhangi bir gariplik yok.

***

ATATÜRK’ÜN kurduğu cumhuriyet devleti; laik, demokratik ve hukuk ayaklarına dayandığından… Bu bağlamda, geleneksel toplum düzeninden modern toplum düzenine geçiş için…

Pekâlâ, ülkemizin yönü Batı olacaktı.

Yalnız, bizim ülke olarak yönümüzü tayin ettiğimiz Avrupa coğrafyası, münevverlerimizin gözünde “biricik” ve “tek” idi…

Avrupa kıtası; “laikliğin”, “özgürlüğün”, “eşitliğin”, “hukukun” beşiğiydi.

Avrupa kıtası; “hümanizme”, “rasyonaliteye”, “pozitivizme” can vermişti.

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ten farklı olarak özenti aydınlarımız, Avrupa’yı tüm güzelliklerin ve doğrunun yeri olarak görüyor; Doğu’yu ise Batının değerleriyle yorumluyor idi.

Bizdeki aydın ve düşünür tayfasında daha çok bir “öykünmecilik” havası vardı; hem içinde yaşadıkları Türkiye’yi hem de İslam coğrafyasını, içinde bulundukları gelgit ruh hâliyle değerlendirmelerinden ötürü, duruşlarında bir eğretilik bulunmaktaydı.

***

İşte gördük ki… Her türlü iyi ve güzelin varolduğu kıta; tüm doğruların yeşertildiği coğrafya, bir “terör” saldırısıyla irkildi ve kendine geldi.

Yıllardır medeniyet götürülecek, yine yıllardır “insani değerlerden” uzak yaşayanlara modern toplumların eli değecek Doğu toplumlarının insanları, barışın ve huzurun kalesi bir yerde; coğrafyada, Yeni Zelanda’da, yaşamlarını yitirdiler.

***

Ne Irak’ta ne Afganistan’da ne de Suriye’de… Artık tüm ezberlerimizi gözden geçirme zamanı gelmiştir: Evet, Batılılar; bilimin, akılcılığın, laikliğin, demokrasinin, hukukun mihenktaşları olabilirler…

Unutmayalım ki… Bu Avrupalılar; sömürgeciliğin de emperyalizmin de katliamların da mucitleridir. Ve yine unutmamalı ki, bu kadim kıta; içlerinden bir Hitler, Mussolini, Franco vb. çıkarmış bir “medeniyettir”!