Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '06

 
Kategori
Gelenekler
 

Bayramınız kutlu olsun...

Bayramınız kutlu olsun...
 

Hiç kurban kesemedik biz... Benim çocukluğumun kurban bayramlarında evimizin bahçesi olmasına rağmen, o bahçede bağlı bir kınalı kurbanlığımız hiç olmadı... Ders kitaplarından ve okuduğum hikayelerden duyardım ben çocukluğumda kurbanlıkların önceden alınıp da, bir müddet beslendiğini. Ve yine o kitaplardaki hikayelerden haber alırdım, küçücük küçücük yüreklerin bayram sabahlarında kesilen kurbanlara sızladığını... İşte o zamanlar şükrederdim ''iyi ki kurban kesemiyoruz'' diye..

Gerçi çocuk aklımla da olsa, ezici bir çoğunluğun, ezici bakışlarla ve cümlelerle ailemi kınadığını sezmeme rağmen, hatta zaman zaman eleştiri sohbetlerine direk tanık olmama rağmen kızamadım hiç anacığıma ve babacığıma... O gün çocuk aklımla kızamadığım gibi, bugünkü yetişkin aklımla aksine takdir ediyorum kendilerini çoğu zaman..

Çünkü annem de babam da, insanların herkesi kandırabileceğine ama bir tek Tanrı’yı kandıramayacağına inanırlardı. Ve hep ''bu kadar sorun, bu kadar ihtiyaç varken, sırf konu-komşuya şan olsun diye kurban kesilmez'' fikrindeydiler... Ve zaten her kurban bayramı döneminde bizim evimizde daha acil sorunlar, gerçek ihtiyaçlar hep bulunurdu.

Hoş?!! Hangimizin evinde yok ki?

Ben bugün eğer bir sıkıntı içindeysen, yüce Tanrı’nın benim on iki ay taksitle alıp, sıkıntıya girerek ödeyeceğim kurbanın kanına hiç ihtiyacı yok ki!

Birçokları bana çok kızacak biliyorum ama, bugün dahi kesilen pek çok kurbanlığın ''Allah rızası'' için kesildiğine inanamıyorum ben... Bir sosyal statü kaygısıyla, e-laleme ayıp olmasın diye kesilen pek çok kurbana tanık oldu bu gözlerim ve kulaklarım meclislerde... Tanıdığım bazı hanımlar, kurbanlık satın alma işini geciktirdiği için, ''rezil olacağız'' kaygısıyla çektiler fırçalarını eşlerine hep... Ve pek çokları, kurbanlığın cüssesi büyüdükçe sevaplarının da büyüyeceğine, etin ağırlığı arttıkça sevaplarının da artacağına inandıklarından ''bayram başlayınca fiyatlar daha da düşer, daha ucuza daha büyüğünü alabiliriz'' hesapları yaptılar... Bu nedenle ertelediler kurbanlık alışverişlerini bayram başladığı günlere.

Oysa bilemediler, anlayamadılar ki, yürekler, yüreklerimiz çok küçük bir et parçasından ibaret kocaman kurbanlıkların kilolarca etleri karşısında..Ama o küçücük et parçasının içine dünyanın tüm duyguları, tüm heyecanları, tüm günahları ve tüm sevapları rahatlıkla sığabilmekte... Ve bu küçücük et parçasından ibaret yüreklerimizle inandıklarımızı yaşayıp, bu yürek attıkça devam eden hayatımıza sığdırdıklarımızın hesabını vereceğiz günü geldiğinde..

Konu komşuya caka satacağım kaygısıyla, cüzdanlarından taşan kocaman banknotlarla ödeyerek aldılar pek çokları kurbanlıklarını yüreklerinin küçük olduğunu bilmeden... Ve bu koca koca paralarla, kocaman kocaman sevaplar sığdırmaya çalıştılar küçücük kalplerine..

Pek çokları kan kırmızısı renkle boyayabileceğini sanırken yüce Tanrı’nın gözünü(!), hemen yanında, yakınında yöresinde solmuş sapsarı benizlerin rengini bile fark edemediler!

Ama kurbanlarını kestiler yine de...

Yakınlarında pek çok insan fakirliğe, açlığa, çıplaklığa ve evsizliğe kurban olurken, onlar kınalı kurbanlıklarına ödedikleri kocaman paralarla, koca koca sevapları satın alabilmenin peşinde koştular.

Biliyorum ki hepimiz böyle değiliz! Herkes bu karar duyarsız ve riyakar değil! Mutlaka var sadece’’Allah rızası için’’ bu emri yerine getirmeye soyunlar! Ve bir sevap işlemek için, senede birkaç kez kapımızı çalan bayramları beklemeksizin, etraflarındaki muhtaç olanlara el uzatanlar elbette ki var! Ve iyi ki de varlar zaten!

Benim serzenişlerim, benim yakınmalarım ve eleştirilerim bu güzel gönüllere, bu açık yüreklere değil zaten!

Benim serzenişlerimin sahipleri çok başka insanlar ve maalesef onlar da hiç az değiller artık! Ve dünya kirlendikçe, sanki hızla kirlenmekte bir çok ruh ve sanki hızla çoğalmakta da yakındığım insan tipleri..

Sokağımdan her akşam geçmekte olan dilsiz bir simit satıcısı çocuk düşündürttü bana tüm bunları nedense... Ve nedense, kurban olacak param olmasa da, ihtiyaç sahiplerine her zman el uzatmaya yetecek kadar param olması için dua etmek geldi içimden.. (ve bu yazımı hiç elden geçirmeksizin, hiç düzeltmeksizin, son noktasını koyar koymaz alacağım yayına ki, doğallığı kaybolmasın.)

Hepinizi hepimizin bayramı kutlu ve mutlu olsun... Yeni yıl ile birlikte, yeni yeni ümitlerle donansın hepimizin yaşamları..

Ya yukarda yakındığım karakterde olanlar??? Onlar için de elbette tüm bu iyi dileklerim... Çünkü güzel insanlar ne kadar çoğalırsa, hayat da o denli güzelleşmeyecek mi sizce de?

Yani ‘’Dünyayı güzellik kurtaracak/ Bir insanı sevmekle başlayacak her şey’’ demiş ya şair hani?!!

Bu yeni yılda da umarım pek çok insan, pek çoklarını sevmeye başlasın! Ki güzelliklerle donatılmış bir dünyanın sağlam adımları atılabilsin..

HERKESE İYİ BAYRAMLAR VE MUTLU YILLAR!!!

İç ses: Tek tek mesaj atamadığım arkadaşlarım da n’olur bu güzel dileklerimi kabul etsinler. Çünkü birine yazıp, diğerini ihmal etmiş olmayı hiç istemiyorum arkadaşlar.. Özellikle kutlama mesajı çeken arkadaşlarıma da yürekten teşekkür ediyorum. Yüreğim et olarak küçük olabilir ama içine çoooook sevgiler sığdırabiliyoruz..Öyle değil mi?!!

 
Toplam blog
: 117
: 2206
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1969 İstanbul'unda açmışım gözlerimi bu dünyaya... Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu, şimd..