Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '11

 
Kategori
Öykü
 

Ben Sana Sorarım- 13. Bölüm

Ben Sana Sorarım- 13. Bölüm
 

"RESİM:ALINTI"Esma duvağının açılmasını bekledi ama olmadı böyle bir şey.


KOZAN MALİKHANESİ 

Ç: Çeter kardeşim gözlerinde yaş kalmadı..Ağla… Ağla. 

Aşk bu kadar acıtıyorsa canı ben aşık olmak falan istemiyorum. 

Ç: Anlatmayacak mısın neler olduğunu? 

……………….. 

Binnur, Demir’in gözlerine bakar. Demir’in dudakları onunkini bulur. Küçük bir iyi geceler öpücüğüdür dudaklara konan. 

B: Çok güzel bir geceydi. 

D: Güzel olan sendin sevgilim. 

B: Bütün gece dans edebilirdim kollarında. 

D: Yarın bir daha gideriz. 

B: Babam.. .Bu gece için zor izin aldım. İnşallah uyumuştur. 

Demir gülümsedi. 

D: Öyle güzelsin ki Binnur. 

B: İyi geceler… 

…………………….. 

Demir’in gittiğinden emin olan Binnur bir taksiye atlayarak malikaneye gider... 

Kapıyı aralar ve içeriye girer. 

B: Uyudunuz mu dedim ama… 

Ç: Gel Binnur gel. 

B: Esma. Bu gözlerini hali ne? 

Ç: Geldiğinden beri ağlıyor. Tek kelime etmedi. 

B: Hay Allah. Anlatsan neler oldu. 

E: Bana evlilik teklif etti. 

Ç: Ne güzel işte. 

E: Melek ile evlenmek istiyor.Güzel alımlı Melek ile… 

Burnunu çekti Esma. 

E: Ona dün gece görücü olarak gittiği kızı sordum. Ya seni çok seviyorsa dedim. O kızı sevmesinin mümkün olmadığını, çok çirkin olduğunu, hatta maymuna benzediğini söyledi.Kalbi Meleğe aitken başkasını sevemezmiş. Meleği seviyor. Onunla evlenmek istiyor Esma ile değil. 

Ç: Keşke bu oyuna hiç başlamasaydık.Bu kadar üzülmeyecektin. 

E: Yoo… Ben pişman değilim. Daha oyun bitmedi. 

B: Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun. 

E:Ürdün’e dönmeyi. 

B: Ben gelemem. Demir’i bırakmak istemiyorum. 

E: Sen kal kardeşim.Ben nişanlımla gideceğim. Gelirse babamı da götürürüz. 

Ç: Musa Abi iyice havaya girdi zaten. 

…………………… 

ARHAN MALİKHANESİ: 

D: Ağabey burada mı uyudun yoksa kanepede… 

S: Uyuyamadım. Sabaha karşı dalmışım. 

D: Ağabey. Üzgünsün. 

S: Evet. 

D: Prenses Melek… Nişanlısı… 

D: Ben onu çok seviyorum. Onsuz yaşayamam. 

D: Yapabileceğim bir şey varsa. 

S: Sağol Demir. 

……………………….. 

Demir çalan cebini açtı. 

D: Binnur. Kız Kulesi mi? Olur gideriz. 

Demir abisine baktı. 

D: Binnur. Melek de gelir mi? Hani diyorum ağabeyimde gelse. 

Selim’in gözleri ışıldadı bir an için. 

Demir’in yüzü değişti bir anda. 

D: Tamam canım. Bir saate kadar yanındayım. 

Selim’in soru soran gözleri cevap bekliyordu kardeşinden. 

D: Melek… Ürdün’ e dönmüş nişanlısı ile. 

Selim’in az önce ışıldayan gözleri yine sönmüştü. Eliyle yüzünü kapadı. 

D: Ağabey… Yapma böyle. Sen ki... Pek çok kadın geçti hayatından. 

S: Hiç biri yaralamadı kalbimi böylesine. Sevmek böyle bir şey demek. Hadi git sen bekletme kızı. 

…………………………….. 

ÜÇ HAFTA SONRA. 

ARHAN MALİKHANESİ: 

B: Oğlum. Baban haklı. Kozanların kızı ile yapalım artık şu nikâhı. Çok uzadı. ARC zor durumda. 

Ö: Şah Musa ile de anlaşamadık. Gerçi kızı ile kardeşinin arası çok iyi ama. Şah Nuh diyor Peygamber demiyor. 

B: Bir şey söyle Selim. 

S: Ne söylememi istiyorsunuz anne? Hayatımı mahvettiniz. 

Selim ceketini alarak çıktı. 

………………. 

Selim öyle dolaştı başıboş sokaklarda başıboş şekilde. Oturdu sahildeki bir banka. Demek gitmişti meleği .Veda bile etmeden gitmişti. 

Selim’in gözlerinin önünde uçuştu o kızıl ışıltılı uzun saçlar. Gülümseyince yapraklar gibi yeşeren o yeşil gözleri. Sesinin tonunu... Gülümseyişini. Nasılda özlemişti bu kadar. Veda bile etmeden gittin meleğim. Nasıl gidersin? Hiç mi sevmedin beni? Hiçbir şeyin anlamı kalmadı sensiz. İstanbul keşmekeş benim zihnim gibi. Sen yoksun. Artık yaşamak haram bana. Zaten yaşayan bir ölüden ne farkım var. Gittin… Giderken de kalbimi söküp götürdün yanında. O senin yanında. Nişanlın. Ben sana hasret. Ne yapıyorsun oralarda? Mutlu musun? Evlendin mi? Olabilir mi? Ama o yeşil gözlerin. Beni sevdiğini söylüyordu. Lakin sevseydin gider miydin? 

Selim içini çekti. Kalktı banktan. 

………………………. 

ARHAN MALİKHANESİ: 

Selim bitkin bir halde girdi içeriye. 

B: Selim... İyi misin? 

S: Çok iyi. Hiç bu kadar iyi olmamıştım. Kabul ediyorum o kızla evlenmeyi. Esma mıydı neydi? İşte onunla. 

Ömer’in gözleri parladı. 

S: Sevdiğim yanımda olmadıktan sonra… Ne fark eder ki kiminle evlendiğin? Ha Ayşe… Ha Fatma… 

Ö: Vazgeçmek yok ama… Müjdeyi vereceğim Cemal’e. Yıldırım nikahı yapalım hemen. 

S: Ver babacığım ver. Kurbanlık koyun kesilmeye hazır. 

……………………… 

KOZAN MALİKHANESİ: 

B: Muradına eriyorsun Esma. Büyük güne sadece iki gün kaldı. 

E: Evet ama benim hayal ettiğim evlilik bu şekilde değildi. 

Ç: Git konuş o zaman Selim ile her şeyi anlat. Affedecektir seni. 

E:Bunu yapamam. 

B: Mutsuz olacaksın o zaman. 

E: Ya Esma’yı sevecek ya da ben denemek istiyorum. Neler yaşayacağımı görmek istiyorum. 

Ç: Yolun açık olsun kardeşim. 

………………………. 

MASALEVİ NİKAH SALONU 

NM: Siz Esma Kozan kedi isteğinizle Selim Arhan’ı kocalığa kabul ediyor musunuz? 

Gelinden cevap gelmeyince soruyu yinelemek zorunda kalır nikah memuru. 

NM: Siz Esma Kozan kendi isteğinizle Selim Arhan’ı kocalığa kabul ediyor musunuz? 

E: Evveet... 

NM: Siz Selim Arhan kendi isteğinizle Esma Kozan’ı karılığa kabul ediyor musunuz? 

Selim annesine, babasına baktı. Yanında oturan kadına baktı. Artık Melek kavuşulmazdı onun için. Bu şekilde ölecekti. Kahredip sevmediği bir insanın yanında yaşlanacak, Meleğin hayali ile yaşayacaktı. 

S: Evet. Kabul ediyorum. 

NM: Ben de sizi karı koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsin. 

Esma duvağının açılmasını bekledi ama olmadı böyle bir şey. 

……………………. 

Davetliler dağılmıştı. Yeni evli çift evlerine ulaştıklarında Esma gelinliği ile yatağın üzerine oturmuş kocasını bekliyordu. 

Selim ise aşağıda kanepede oturmuş içkisini yudumluyordu. 

Esma bir süre bekledikten sonra aşağıya indi. Çok üzüntülü görünüyordu Selim. 

E: Yukarıya gelmeyecek misin kocacığım? Seni bekliyordum. 

S: Bu evlilik… Sadece evlendik hepsi bu. Sakın benden daha fazlasını bekleme. 

E: Bu ne demek? 

S: Sana iyi geceler demek. 

Esma yaklaştı kocasına. Ceketini çıkarmak istedi. 

E: Çok içiyorsun. Hadi ceketini çıkaralım da. 

S:Çek ellerini. Söylediklerimi duymuyor musun sen? Ne yüzsüz bir kadınsın. Seninle olabileceğimi nasıl düşünürsün? Hiç aynaya bakmıyor musun? 

Selim ayağa kalktı ceketini aldı ve çıktı. 

Esma göz yaşları içinde kocasının uzaklaşışını seyretti. 

…………………… 

BİR AY SONRA 

Esma bütün gün uğraşmış ve kendi elleri ile yemekler hazırlamıştı kocasına. 

E: Geldin mi Selim, sofra hazır. 

S: Kim dedi ki sana yemek hazırla diye. Arkadaşlar bekliyor. Gömleğimi değiştirip çıkacağım ben. 

Esma göz yaşlarını içine akıtmayı çoktan öğrenmişti. 

……………………… 

Esma, Çiçeği ve Binnur’u çağırmıştı Selim’in ardından. Ne yapsa olmuyordu kendini sevdirmek için. Selim asla onu görmüyordu. Tanımaya çalışmıyordu. Evde bile durmuyordu... 

Ç: Bu aşağılanmalara katlanmak zorunda değilsin Esma. 

B: Çiçek haklı bu kez Esma.Daha ne kadar dayanacaksın? Neden inat ediyorsun? Açıkla gerçeği Melek ile Esma aynı kişi de. Sen de nefes al O da nefes alsın. Artık aşkın tadını çıkarın. 

E: Daha değil. Katlanıyorum çünkü onu çok seviyorum. 

Ç: Delisin sen kızım delisin. Ne halin varsa gör. 

E: Bizim nikah sana yaradı ama Çiçek. Nasıl aranız Necati ile? 

Ç: İyi. 

B: Bin yıl düşünsem Çiçeğin bir nikah memuru ile… 

Ç: Çok mu komik Binnur? 

B: Yok değil de… Kocanız ne iş yapıyor diye sorunca insanlar nikah memuru mu diyeceksin? 

Ç: Elbette Hem ne var ki bunda? İnsanları evlendirmek çok kutsal bir iş. 

E: Siz gidin artık. Selim gelirse… Görmesin sizi. 

………………………….. 

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..