Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '07

 
Kategori
Anılar
 

Benim öğretmenim II

Benim öğretmenim II
 

O sevgili hocamızın anıları ile devam ediyoruz.

-Peki hocam bu anlattıklarınız ile mücadele şansımız varmı ?

- Tabii olmazmı yavrularım. Ama ilk önce tehlikeleri tanımanız lazım diyordu. O şirin insan.

-Tıpkı para denen kağıt parçası gibidir. Onun değeri ancak karşılığı olduğu zaman belli olur. Yoksa eğer, onu taşımakla hamallık yapmaktan ileri geçemezsiniz. Ben öyle ülkeler tanırım ki bir ekmek almak için bir el arabası kağıt taşımışlardır..

- Atalarımızın bir sözü vardır taş olduğu yerde ağardır diye.Yer ve mekanınızı doğru seçmiş iseniz diye bu sözü tamamlıyabilirsiniz.

- Her problemin karşılığın da bir cözüm yolu vardır.Eğer o yoksa adı bilmece olur.

- İster inancınız çerçevesi içinde olun isterseniz size verilen nimetlere saygı içinde olun. Hiç bir zaman kötü alışkanlıklara kapılarak en büyük olan melikelerinizden kendinizi mahrum etmeyin. Eğitim dediğimiz unsur tabii ki yaşamınız da büyük bir rehber olacaktir. Mühim olan şey onu uygulamak. Geliştirmek ve herşey den önce olgunlaştırmaktır. Yoksa bu sıralarda geçirdiğiniz zamanları yaşamınızda ki eksi hanesine yazabilirsiniz.

- Sistem o kadar mükemmel kurulmuştur ki onu göz önüne alarak yaşamınıza uygulamaya bakın. Bir birey, aile kurar aileler toplumu yaratır o toplum kültür ve birlikleri ile ulusları yaratır.

Bu halkaları yıpratacak çok şeyler zaman içersinde karşımıza çıkabilir. İnanc, kültür ve beraber yaşadığımız topluluğa saygı ve değer bu halkaların en büyük kalkanlarıdir.

-Yaşam bir matamatik gibidir onu anlıyabilmek için kurallarını çok iyi anlıyabilmemiz lazımdır. Anlatabilmek için felsefe, edebiyat olarak sürdürebiliriz.

-Tabii biz konumuzun dışına çıkmadan. Karşılaşıcağımız tehlikelerde kalmaya bakalım.

- Toplumda en tehlikeli olan şeylerden bir taneside. İnsanlarının zaaflarını ön tarafa sistemli olarak çıkarılmasıdır. Bunların en önemlisi aile bireylerinin daha oturmadan parçalanmasıdır. Bu gün kanun yapıcılarımızın bile birer bizler gibi birey olduklarını unutmamak lazımdır. Tibki onlarında zayıf ve çıkarcı yönleri olacaktir. İnsan yapısında diğer birey üzerinde üstünlük zaafı vardır. Bu zaaf kontrol içinde kaldığı müddetçe yaratıcı olma yolundadır. Kontrol dışına çıktığı zaman yıkıcı olabilmektedir. Bu kontrolü verilen haklar içinde iyi kullanmak zorundayız. Tıpkı yetiştirdiğimiz çocuklarımızı kendi kültürümüzün içerikliği ve zamanın getirdiği yenilikler içinde yetiştirmeye çalışalım. O zaman kontrol sistemi çok daha hızlı çalışabilir.

- Bu gün bir çok ülkeler idare sistemin de Diktatörlere ihtiyaç duymuşlardır. Başlangıç da bu kuvveti, çıkarlar karşısında menfattleri olan kişiler tarafından desteklenir. Bu bir noktadan sonra biter ve onun gidişi ile bir kaos ortaya çıkar. Cünki bu yapay sistem hiç bir zaman halka bir şey vermemiştir. Halkın benimsemediği bir sistem hiç bir zaman kalıcı değildir. Yanlız geçicidir. Bu gün bireylerin en dikkat edeceği tek nokta, kültür ve inaçları içine hiç bir zaman yabancı alışkanlıkları sokmadığı taktirde sistemine sahip çıkar ve yürütebilir .

- Çocuklarım diyordu o sevimli hocamız. Yeniliklere zamanın önümüze sermiş olduğu imkanlara hayır demeyin yanlız bu yenilikler ve özentilerin de hiç bir zaman bizlerin ahlak ve inançlarımızın önüne geçmesinide müsade etmeyin. Kendinle bağışıklı olan kişi aile bireylerine de saygılı ve sevgili olur. O mükemmel kücücük topluluk ise bir ulusu yaratır. Bu sistemin düzenini yürütübilecek hangi siyasi güç gelirse gelsin sevilir saygı görür. Veya arkasına bile bakamadan gider.Çocuklar hadi yarın sohbetimize devam edelim dedi o sevimli insan.

Yağmurlu bir gündü. Hocamızla bu gün beraberliğimizde.Hocam diye sordum ? Siz bizim boş derslerimize geliyorsunuz bizi hep mutlu kılıyorsunuz; sizi çok seviyoruz.

Merakımızı af edin. Hangi derse giriyorsunuz, hangi sınıfın eğitmenisiniz diye sorduk.

- Çocuklar diye söze başladı. Yüzü yağmur damlalarının döküldügü tarafa bakıyordu. Ben dedi. Hiç bir sınıfa derse girmiyorum. Ben esasında sizlerin hayallerinizde yaşıyan bir eğitmenim. Bu sıralarda geçirdiğiniz zaman süresi içinde içinizde yaşattığınız kişiyim. Sizler ne zaman bana ihtiyacınız olmuşsa, ben hemen sizlerin yanına gelir. İlkelerinizin ışığına önderlik yaparım. Cünkü sizler emanet ettiğimiz ilkeleri yürütecek bir toplumun bireylerisiniz. Bense sizlerin içindeki bir ilkeden başka bir şey değilim.Beni görmek benimle olmak istediğiniz zaman boş bir derse bile ihtiyacınız yok. Yapacağınız tek şey emanet aldığınız İlkelerinize kültürünüze, inaçlarınıza bağlı kalın. O anda içinizde ki büyüklügü, sevgiyi, herşeyden önce sahip çıktığınız Ulusun ihtişamını görebilirsiniz. Bizler kökleri toprağın ana noktasına ulaşmış bir ulusuz. Kuvvetimizi o noktadan enerjiden alırız. Zaman zaman sektelere uğrasakda. Damarlarımızda dolaşan o ateş bizleri mütavazi bir ulus yapmışdir. Diğer uluslara saygı ve sevgi ile bakan bir topluluk olmuşuzdur. Eğer ben bu büyük ulusa inanmış isem, sizlerde bunu sonuna kadar götüreceğiniz muhakkaktir. Bunun en büyük ispati geride tarihe ışık tutan büyüklerimizdir. Benim ulusumun her bireyi de o büyüklerin neslinden gelen birer parçalardır.

Birden tv.nin gürültüsü ile silkindim bir kadın programı idi ekranda sunucu bir hanım, bir sanatkar, yanında getirdiği imam nikahlı eşi , diğer tarafta da oturan resmi nikahlı eşi ile münakaşa ediliyordu. Kumandayı elime alıp ekranı kapattım. O siyah ekranın derinliklerinde bana güler yüzle bakan hocamı görüyordum sanki bana iste kirlilikleri bir hamle ile yok edebiliyorsun oğlum dercesine.

Sevgili dostlarım bu anımıda "Pazarın Sohbeti" gibi kabul edin.Sizlerle bir başka anıda buluşmak üzere.Kalın sağlıcakla her karartığınız saçmalığın arkasında sizlerde o sevimli yaşlı eğitmeni göreceğinize inanıyorum. En güzel günler, o mutlu aile bireylerinin üzerinde olsun.

Saygılarla.

 
Toplam blog
: 271
: 1289
Kayıt tarihi
: 20.02.07
 
 

Bütün canlıları seven, kendi penceresinden yaşamı anlamaya çalışan, onlardan bir şeyler öğrenmek ist..