Benim ülkemde "barış" ve "vicdan" sözcükleri yok artık!..

Benim ülkemde “barış”  ve“vicdan” sözcükleri yok artık!..

Nasıl olsun ki!..

30 yıldır “barış” ve “vicdan” sözcüklerini tanımıyorum ben!..

Hayır, yanılıyorum, yanlışım var benim,

20. yüzyıl başlarında özellikle 1908 Meşrutiyet ile Türkiye Cumhuriyeti’nin(T.C) kuruluşuna  kadar gidelim.

Özellikle de Dersimliler bu örgütlerin hem kuruluşlarında, hem de sonraki etkinliklerinde görev aldılar.

O dönemde Türk Hükümetlerinin bu örgütlerden büyük rahatsızlık duyduğu ve ortadan kaldırılmaları için çaba harcadığı biliniyor.

19 Mayıs 1919-Sivas’ta “Kürtlük cereyanının” kökünden sökülüp atılması  çok önemlidir.” içerikli telgrafı Mustafa Kemal ATATÜRK Malatya’da bulunan 15. Alay Komutanı İlyas Bey’e göndermiştir.

1983 Ağustosundan günümüze kadar “bebek katili,” “insanlık dışı yaratık,” “terörist başının” terör örgütü PKK ve metropol temsilcisinin KCK/TM(Türkiye Temsilcisi) insanlıktan nasibini almamış “güruh” ‘şuursuzdur,’ ‘düşünemez,’ ‘üzüntü’ ve ‘sevinme’ gibi duyguları yoktur.

Sakın ha!.. Kürt olmasına rağmen, “Tabii biz Kürdüz ama, hepimiz aynı vatanda yaşıyoruz, Kürdü Türkü fark etmez, dilimiz alışmış öyle söylüyoruz,” diye yanıt verenler ile ‘terörist güruhu’ karıştırmayalım.    

Gerçi hayvanlar nefislerinde nesillerinin devamı için analık şefkati ve acıması gibi bazı hislere sahiptirler.

‘Akıl’ ve ‘şuur,’ küçüklükten itibaren çalışmaya başlar. Fakat ‘vicdanları’ katılaşmış ‘terör örgütünün’ ‘vicdanlarından’ ‘merhamet’ sızmadığı halde ‘akılları’ çalışır.

Bu ‘insanlık dışı’ ‘ güruhun’ işledikleri cinayetler, yaptıkları kötülükler karşısında ‘vicdanları’ sızlamıyor, ‘kalpleri seğirmiyor.” Çünkü ‘kalplerini’ pas tutmuştur.

‘Ruhi tatminsizlik’ ve ‘ruhla nefis arasındaki dengesizlik’ ve ‘insanla iletişim bozukluğu’ insanların ortak paydası “barışı” erozyona uğratmış, süreç içinde unutulmuştur.

BENİM ÜLKEMDE “BARIŞ” ve “VİCDAN” SÖZCÜKLERİ YOK ARTIK!...