Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '10

 
Kategori
Meslekler
 

Bıçkı!

Bıçkı!
 

İnternet


Efendim bilirsiniz “Bıçkı” (Şerit) makineleri ağaçların öncelikle kapaklarını almaya daha sonra tomrukların istenilen ölçülerde kereste olarak biçilmesine yarar. Rahmetli amcamın bir zamanlar İğneada'da böyle bir atölyesi vardı. Yazları tatile İğneadaya gittiğimde ona bıçkı atölyesinde yardım ederdim.

Gelen ağaçlardan yani sanayilik tomruklardan çeşitli ebatlarda kerestelik biçerdik. (Meşe, kayın, palamut, dişbudak, kızılağaç vs. ) Genellikle kapak tahtalarından köylüler havlu’ları, tamir ederlerdi. Bazen kiremit altı tahtaları biçerdik ki bunların kenarlarını da şerit makinesinde düzlerdik.

Bazen amcam beni ya havlu tamiri yapmaya veya çatı aktarmaya götürürdü. Çivi çakmasını o zamanlar öğrenmiştim. Bunun yanında sandalye tahtaları, balık kasaları, kumaş tamburları vs. Sandalye tahtalarına kaplama yaparken iki parmağımın arasındaki çiviyi gözü kapalı çakardım.

Bazen traktörle ormandan tomruk almaya giderdik; ısırganların arasından çıplak ellerle, altında yılan varmış, böcek varmış, kene varmış hiç umurumuzda olmaz… kaldırır traktöre yüklerdik tomrukları. Ellerimin, kollarımın iç kısımları kalın bir nasır tabakası olurdu.

Alamana zamanı tutulacak balıklar için, günlerce balık sandığı çaktığımızı bilirim. Sadece Tahtakale de “pala tic” için ayda on bin adet sandalye tahtası çakıyorduk. O zamanlar İğneada tahtası dediğimizde yapabileceğimiz kadarını talep ediyorlardı! Rahmetli amcamdan çok şey öğrenmiştim. O zamanlar atletik ve hafif olduğum için özellikle tamir edilecek, adam edilecek dam’lara ben çıkardım!

Yani kısacası çok erken dam-lara çivi çakmasını! Engellerden atlamasını, koşmasını, sazan tutmasını öğrenmiştim! Çok şükür Refik hocamın teknesinde de pay yapmasını, paylamasını(!) öğrenmiştim. Şimdi yere sağlam basabiliyorsam zamanında piştiğimiz içindir! Rahmetli amcamın bir nasihati vardı “Bak yeğenim sana öğrettiklerimi aciz bir insan görürsen sakın esirgeme” Daha ne olsun? Arif olan ustanın hasından anlar! Akan damı (!) varsa çağırır, insanlık ölmedi ya bedava yaparız!

&&&&&&&&&&

“İnsanın, ağır yüklerle cömertçe kösteklenmiş, cılız, şeytani bir mahluktan başka bir şey olmadığını, haklı ve yerinde sebeplerin bile onu yerinden kımıldatamayacağını aklımdan çıkarmamakla beraber, benim politikam şudur: değiştirebileceklerimizi değiştirmek, düzeltebileceklerimizi düzeltmek.” RLS.

Habâsetler mubah olmuş, rezalet münteşir, mebzul,

Şikâyetlerden ehram yükselir, yoktur fakat mes’ul.

Fikirler âbid-i iblis, hisler pür garaz, malül,

Vefa yok, ahde hürmet hiç, emanet lafz-ı bi medlül,

Yalan rayiç, hıyanet mültezim, her yerde hak meçhul.

Mehmet Akif

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..