Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '18

 
Kategori
Bilim
 

Bilim Ne Değildir?

Bilim Ne Değildir?
 

Kitabın Tanıtım yazısı


Bilim tarihine karşı özel bir ilgi duyuyorum, bu konuda özellikle Cemal Yıldırım’ın eserleri benim için en önemli kaynak olmuştur. Erdal İnönü’nün Bilimsel Devrim kitabını ise keyifle okumuştum. Ülkemizde Bilim Tarihi denince Sevim Tekeli, Adnan Adıvar ile Fuat Sezgin hocaları da anmadan geçmekte haksızlık olur. Celal Şengör hocayı da severim hatta kitaplarının tamamına yakınını okudum. Geçenlerde katıldığım kullanılmış kitap müzayedesinde bir kitap edindim. Kitabın ismi ilgimi çekmişti, Bilim ne değildir? “Yeni-ateist bilim anlayışının felsefi ve sosyolojik analizi” diye.

Arka kapak tanıtım yazısında; “Kitabın yazarı Alper Bilgili’nin bu çalışmasında, bilimin doğasını, amaçlarını ve meşru sınırlarını Richard Dawkins, Sam Harris ve bilhassa yeni-ateizmin Türkiye’deki en önemli temsilcisi olan Celal Şengör’ün bilim anlayışları üzerinden tartışmayı hedeflediğini söylüyordu. Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de geniş bir okur kitlesine sahip olan yeni-ateist düşünürlerin, metafizik ve ideolojik kaygılarla doğa bilimlerinin amacını ve sınırlarını yanlış bir şekilde tasvir ettiklerini, doğa bilimlerinden toplumsal meseleler de dâhil olmak üzere her konuda rehberlik yapmasını beklediklerini, doğa bilimleri dışında kalan bilgi türlerini küçümsediklerini hatta gayrimeşru ilan ettiklerini, bilimi özcü bir yaklaşımla dinin tam karşısına yerleştirdiklerini, bilim ve din arasında kurdukları bu dikotominin (ikiliğin) bir sonucu olarak sekülerleşmeyi hızlandırıcı sosyal politika taleplerinde bulunduklarından bahsedilmekte.

Sonuçta, yeni-ateist düşünürlerin, okurlarını bilimin niteliği ve işleyişi konusunda yanlış bilgilendirdiklerini, daha da vahimi, bilimi metafizik ve ideolojik pozisyonlarının sözcüsü olmaya zorlayarak bilimin toplum nezdindeki itibarını zedeleğinden söz edilmekte. Yeni-ateist düşünürlerin, bilime ve özellikle bilim-din ilişkisine dair iddialarının sosyoloji ve felsefenin sunduğu teorik araçlarla değerlendirildiğini, bilimin ideolojik kaygılarla araçsallaştırıldığının tarihsel verilerle gösterildiğini bu kapsamlı ve nitelikli çalışmanın (kitabın kendisi fazlası ile övülerek), Türkçe literatürde önemli bir açığı kapatacağının rahatlıkla söylenebileceği ifade edilmekte.

Ülkemizde hayatında en azından bir kez kahve falı baktırmamış olan kişi herhalde yok gibidir. Yine de hepimiz falcının söylediklerinin bilimsel olmadığını biliriz. Bazen falcının söyledikleri ya da astrologların yorumları rastlantısal olarak doğru bile olabilir. Ancak o durumda bile söylenenlerin bilimsel bir bilgi olmadığının farkındayızdır. O halde bilimsel bir bilgiyi diğerlerinden ayıran özellikler neler olabilir?

Bilimsel bilgi, kişinin kanaat ve inançlarının bir ürünü olmayan; deney ve gözlem yoluyla toplanan ve nesnel olgulara dayanan bilgidir. Bir bilginin isabetli ya da doğru olması, onun bilimsel bir bilgi olmasının bir kanıtı değildir. Bilimsel bir bilgiyi diğerlerinden ayırt eden özellik, o bilginin elde ediliş tarzı ile ilgilidir.

Bilimsel bir bilgi, herkes tarafından gözlenebilir (sadece duyu organlarını değil, mikroskop ya da test gibi aletleri de hesaba katmalısınız), ölçülebilir, sınanabilir, tekrarlanabilir ve iletilebilir bir bilgidir. Bazen tam olarak açıklayamadığımız, sezgilerimiz yoluyla öyle olduğunu düşündüğümüz kanaatlerimiz ya da fikirlerimiz olabilir. Bu bilim insanları için de geçerlidir, hatta kimi zaman buluşların kaynağı sezgiler olabilir.

Ancak burada bilim insanı ile falcıyı ayıran şey, bilim insanlarının bu sezgilerinin geçerli olup olmadığını görmek için sistematik olarak gözlemler ve deneyler yürüterek çalışmaları, bir diğer ifadeyle bilimsel yöntemi kullanarak araştırmalar yürütmeleridir.

Alper Bilgili, Kitabında Celal Şengör’ün görüşleri üzerinden bilimin meşru sınırlarının incelenmesi amaçladığını ifade etmekteydi. Kitap, bir tartışma aracı olarak, bir tartışmayı başlatma gücüne sahip olabilir ancak felsefi ve sosyolojik analiz içeriğinin, eleştirdiği bilim insanlarının karşısında falcının söylemleri kadar olumsuz nitelik taşımasa da  bilim olmadığını ve bilimsel nüveler taşımadığını da çok net olarak belirtmek isterim.

Son tahlilde; kitap, okumaya değer olsa da sosyolojik bir bağlam içinde yöntem ve gerçeklik üretme sorunu yaşamaktadır.

Nizamettin Biber

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..