Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Birleşme mi? Birbirini yemece mi?

Birleşme mi? Birbirini yemece mi?
 

Ulusal Önderimiz ve Erdal İnönü


Türk Milleti yeniden, Çanakkale'de olduğu gibi Emperyalizme karşı bir tarih yazabilir mi? 19 Mayıslar, 23 Nisanlar, 29 Ekimler, 1 Mayıslar, İşçi eylemleri, 2B ve HES, Silivri direnişi, Nükleer Santral karşıtı eylemleri olumlu birleştirici rol oynar mı? Direne direne kazanım gerçekleştirilebilir mi? Ankara kalesi ile tüm kalelere Nato ve Amerikan üslerine T.C.’yi simgeleyen Türk Bayrağı ön koşulsuz asılamaz mı?

Bölücü, çağ dışı, günün koşullarına uymayan, emek karşıtı bir anayasa yapılması milletin sivil örgütlü gücü ile engellenebilir mi?

Bağımsızlığımızın, demokrasimizin, halkçı yönetim anlayışımızın, özgürlük, eşitlik, kardeşlik, refah, huzur ve barış özlemlerimizin ana dayanağı Cumhuriyet değil midir?

Tüm Vatansever ve devrimci güçler topluma rehber olamaz mı? Dağınık haldeki ulusal güçler her türlü siyası farklılıklarını bir kenara bırakıldığı bir çatı altında birleşebilir mi?

Oluşturabilecek Ulusal güç birliği, tıpkı Kurtuluş savaşında olduğu gibi sınıfsal çıkarları ikinci plana atamaz mı? Asl olan ulusun geleceği değimlidir? Ülkemizin fabrikatörü illa da aydınlanma ve emek düşmanı olmak zorunda mıdır? Aydınlanma değerleri dediğimiz, özetle de kul, köle, tabu değil özgür bireyler oluşumuz, insan oluşumuzun olmazsa olmaz koşulu değil mi?

İşçisi, işvereni, köylüsüyle, esnafıyla, memuruyla, siviliyle, askeriyle, bütün bir toplumu birleştiren, birleştirmesi gereken temel insanlık değeri özgürlük değilmi dir?

Karanlığın savunucuları ve emperyalist işbirlikçilerin dışında bütün toplumsal güçler, ulusal bir cephede bir araya gelmek zorunda olamaz mı?

Tüm güç birliğinin gerçekleşeceği cephe neresi olmalıdır?

Bu cephe hiç şüphesiz ki “ATATÜRK CEPHESİ” olmalıdır. Ayrıca Şefik Köroğlunun davetsel şiiri ile;

Üstü mavi
Altı
Başak sarısı
Bir geceyarısı
Aslan'ın
Kükrediği
Yer burası.

İnan
Sel geldi
Kum kaldı,
Ateş geldi
Kül kaldı,
İnan
Bir başka
Yer burası.

Suyu
Akan dere,
Al kana
Batan dere,
Dalgası
Kıyıya
Çatan dere,
Deniz'in
Coştuğu
Yer burası.

Çalınan
Türkü bizim
Sazın telinde,
Mezar taşında
Gülün,açtığı
Yer burası.
 
Oooy oy
Anadolu,
Güney'i
Doğus'u
Anadolu,
Yüreğin
Yandığı
Yer burası.

Esprili, alçakgönüllü kişiliği ile bilinen, günlük yaşantısında halkın arasına karışmaktan çekinmeyen, Omuzlara alınmaktan, gösterişten hoşlanmayan, birileri onu omuzlara almak istediğinde boylu boyunca sırt üstü yere uzanarak buna engel olan, sigaradan hiç hoşlanmayan, ense kıllarını uzun süre kestirmeyen, yedek subay maaşını erkenden almak için maaş kuyruğunun ilk sırasını kapan, yaşa yaşa ifadesini çokça kullanan, zaman zaman TBMM'ye yürüyerek ve korumasız giden mütevazi kişiliği ile bilim adamlığı kişiliğini bijolojik bir bedende birleştirebilen ender insanlardan, politikaya salt sosyal sorumluluk bilinci ile giren Erdal İnönünün bir anekdotu ile bu blog yazısını bitirmek istiyorum.

Erdal İnönü; bir gün Samsunda yapılan bir parti toplantısından sonra partililerle yemek için bir lokantaya gider. Garson ne yiyeceksiniz beyefendi diye sorar, Bunun üzerine İnönü de ; “Zahmet buyurmayın, biz birazdan birbirimizi yiyeceğiz” der.

Birbirimizi yemekten vaz geçmek yerine Atatürk, Cumhuriyet, demokraside buluşmak dileğimle.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..